Kıymetli okuyucularımız Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi üzerimize olsun inşallah. Saygıyla, muhabbetle, hürmetle selamlıyorum.
İbadet, kulun Allah’a karşı sevgi, saygı ve bağlılığını gösteren duygu, düşünce ve davranış biçimlerine denir. Geniş anlamda Mü’minin bütün hayatını Allah’ın arzu ettiği şekilde tanzim etmesidir. İbadet ve kulluk, “Allah’a gönülden yönelmek, iyi ve güzel bir niyetle, Onun rızası için salih amel işlemek; emir ve yasaklarına uyarak itaat etmek; imanı, güzel söz ve davranışlara dönüştürmektir. Diğer bir ifadeyle ibadet; hayatın bütününü kuşatan bir kulluk göstergesidir. Bu itibarla Allah’a ibadet ve kulluk; dinen belirli şartlara ve vakitlere bağlı olan bazı özel ibadetleri kapsadığı gibi kişiye Allah katında değer ve sevap kazandırıcı her türlü güzel söz ve salih amelleri de kapsamaktadır. İslam’ın şartlarından olan namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek mutlaka edâ edilmesi gerekli birer ibadet olduğu gibi başta anne baba ve aile fertleri olmak üzere eş-dost, komşu ve akrabalara karşı görev ve sorumlulukları yerine getirmek, hasta, yaşlı, ihtiyaç sahibi ve engelli kimselere maddi ve manevi yardımcı olmak, ruh, beden ve çevre temizliğine dikkat etmek, hatta zararlı maddeleri yollardan kaldırmak bile birer ibadettir. İnsanlara güzel söz söylemek, güler yüzle yaklaşmak, selâm vermek, kardeşlik hukukunun gereğini yerine getirmek, insanlar arasında adaletle hüküm vermek, kazancı helâl yollardan temin etmek, İslâmî prensiplere uygun olarak ticaret yapmak; hatta her çeşit haram ve günahtan uzak durmak yine başlı başına birer ibadettir. İnsanın yaratılış  gayesi ibadettir. İnsan ibadet ile beraber Allah katında değer kazanır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:-Ey Muaz! Allah'ın kullar üzerindeki hakkı nedir, bilir misin? -Allah ve Resulü daha iyi bilir.-Hiç bir şeyi ortak tutmaksızın Allah'a kulluk etmeleridir... (Buharî, Tevhîd 1,) Yine Peygamber Efendimiz (sav) : “ Din nasihattir (samimiyettir, sadakattir), buyurdu. Bunun üzerine sahabeler: “Kime karşı samimiyettir?” deyince, Peygamber (sav) “Allah’a karşı, Kitabı’na karşı, Resulü’ne karşı, Müslümanların idarecilerine karşı ve bütün Müslümanlara karşı samimi olmaktır” buyurdu. (Müslim, İman, 95) ‘‘Onlara, ancak dini Allah'a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O'na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir.’’(Beyyine, 5)
    Her şeyi mükemmel bir plan dâhilinde yaratan ve kâinat nizamını kusursuz bir şekilde işleten Rabbimiz, her varlığa bir hikmet ile yaşama hakkını tanımıştır. Kâinatın özü ve yaratılmışların en şereflisi olduğu Kur’an’da bildirilen insanoğlunun da yaratılışı bu hikmet sebebiyledir. Bunun içindir ki, Yüce Rabbimiz Zâriyât suresinin 56. âyetinde “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım“ buyurarak, hem yaratılışımızdaki amacı hem de bu amaç ve hikmetin adını koyarak, bunların Allah’a ibadet ve kulluk olduğunu bildirmiştir.
“De ki: "İbadetiniz (duanız) olmasa Rabbim size ne diye değer versin?" Ey inkarcılar! Yalanladığınız için, azap yakanızı bırakmayacaktır.” (Furkan Suresi: 77)
Sana vahyedilen Kitab’ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut Suresi:45);
“Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah’ın zikriyle sükûnete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.“ (Ra’d Suresi: 28)
İbadetler Allah rızası için yapılır. Allah’tan başkası adına ibadet yapılamayacağı gibi, Allah rızası dışında başka bir amaçla da ibadet yapılamaz. Allah rızası için yapılan ibadetlerin maddî ve manevî hayatımız üzerinde çok olumlu etkileri vardır. İbadetlerimiz, imanımızın olgunlaşmasını, ruhlarımızın yücelmesini, kalplerimizde Allah sevgisinin yerleşip yeşermesini sağlar. Bizleri kötü düşüncelerden, her türlü zararlı alışkanlıklardan, günahlardan, fuhşiyattan, yanlış söz ve davranışlardan uzaklaştırıp ahlâkî güzelliğe kavuşturur. Kalplerimizi çeşitli sıkıntılardan, üzüntülerden ve stresten korur. Gönüllerimize huzur ve mutluluk verir. Aşırı duygu ve eğilimlerimizi frenleyerek, hayatımıza düzen ve ahenk getirir.
Öyleyse geliniz, ruhlarımızın gıdası, gönüllerimizin huzûr ve mutluluğu, maddî ve manevî sıkıntılarımızın ilacı, Yüce Allah’ın ihsan ettiği sayısız nimetlerin şükrü olan ibadetlerimizi yerine getirelim. Namazlarımızla, oruçlarımızla, diğer mali infaklarımızla, kardeşlik duygularımızı geliştirmekle, dostluk ve kardeşliğimizi artırmakla, bunlara vesile olacak, bizleri Allah’a yaklaştıracak güzel amellere daha bir ağırlık verelim. Sünnetleri ifada gevşeklik göstermeyelim.  İbadetlerimizi özellikle çoluk çocuğumuzla beraber eda edelim. Dünya meşakkatinin ibadetlerimize engel olmasına izin vermeyelim. Bir ahiret hayatının varlığını, herşeyin mutlaka karşılığının alınacağını, ahirette cezadan kurtulmanın ve ebedi mutluluk yurdu olan cennete kavuşmanın yegâne vesilesinin de Allah’a ibadet ve kulluk olduğunu unutmayalım. Ne mutlu, ibadetlerini  düzenli bir şekilde içtenlikle yerine getirenlere! Ne mutlu hayatını ibadete dönüştürenlere! Ne mutlu yüce Allah’ın dostluk ve sevgisini kazananlara! Ne mutlu kurtuluşa erenlere!