YOZGAT tarihi ve kültürel zenginliğini il sınırlarına, Türkiye ve Dünya’ya taşıyamayan bir şehir. Bu değerleri ortaya çıkarmak her ne kadar etkili ve yetkili kişiler eliyle olsa da yerel basın başta olmak üzere, yerel araştırmacılara, yazarlara büyük iş düşmektedir.

Herkes bir iş yapar!

Benim işim köy kasaba demeksizin dolaşmak, yok olmaya, unutulmaya yüz tutmuş milli ve kültürel değerlerimizi, Kahramanlık öykülerimizi derleyip gelecek kuşaklara aktarmaktır. Tüm bunları yaparken de kimseden beş kuruş yardım talep etmeyiz. 

Üzülerek belirtmeliyim ki yaklaşık yirmi yıldan beri yaptım araştırmaları ortaya çıkarılan değerleri başka bir şehir için yapmış olsaydım, her şey benim için çok farklı olurdu. Hiçbir şahsi beklentim olmadı.

Yozgat Lisesi “Mekteb-i Sultani” kahramanlık öyküsünü ortaya çıkarabilmek için üç kez İzmir’den Yozgat’a geldim. Araştırma yapmak için Yozgat Milli Eğitim Müdürlüğüne dilekçe ile müracaatta bulunduğum halde, dilekçemin işleme konulmadığını, hatta kaybolduğunu, yeni bir “üçüncü kez” dilekçe yazman istendi. Bunun üzerine dönemin Vali yardımcısı Can Beye gidere halimi arz etmek zorunda kaldım zor da olsa amacıma ulaştım. Yılmadım!!! 

İyi ki de yılmamışım,  Yozgat Lisesi'nin kahraman öğretmenleri ve öğrencileri, tıpkı Galatasaray, Beşiktaş, Vefa, İzmir ATATÜK Lisesi, Kayseri Lisesi daha adlarını sayamadığım bir çok Sultanilerle birlikte adı anılmaya başladı. Özellikle 1910 yılında kurulmuş olan Yozgat Mekteb-i Sultani Futbol takımının varlığı, “ANADOLU’DA KURULAN İLK FUTBOL TAKIMI” o futbol takımının oyuncuları 1. Dünya Savaşına iştirakleri sonucu Yozgat Mekteb-i Sultani okulunun 1915-1916 yılında eğitim öğretime kapatılması sonucu Futbol takımı kendiliğinden lağvolunmuş, bir daha da adından kimse söz etmemiştir. Yüz yıl sonra da olsa bunları ortaya çıkarmak için kimseden bir menfaat talep etmediğimiz gibi, kimselerden ödülde beklemedim.

Yozgat’ın tüm ilçeleri, kasaba ve üç yüzden fazla köylerini dolaşarak var olan tarihi ve kültürel değerlerimizi kitaplarda yayınladım, yayınlanan kitaplardan da bir kuruş telif almadım, aldığım kitapları da isteyen kişilere dağıttım herkesçe bilinmektedir.

Kitaplarımda yayımlanan öyle öyküler var ki, eğer başka bir şehirde yaşanmış olsa, her birinin adı cadde ve sokaklarda yaşatılır, o yerlerde adlarına abideler dikilirdi.

Nitekim Kara Kezik Ninemizin kahramanlığını geçte olsa Yozgat’ta duyurabildik. Başta Uzunlu Belediye başkanı ve Çekerek Belediye Başkanımız olmak üzere duyarlılık göstermiş, Kahraman Kara Kezik Ninemizi sahiplenmişlerdir, emeği geçen herkese teşekkür ederim.

Dün Yozgat Mektebi Sultani öğretmen ve öğrencilerinin kahramanlıklarını görmezden gelip, Yozgat Valisini arayarak, “Yok öyle bir şey Sayın Valim, onun anlattığı Kayseri Lisesinin kahramanlığı” diyerek fitnelik yapanlar, Bugün, “Kara Kezik’te kimmiş, söylemiyle hayali bir karaman!” algısına dönüştürerek kendilerini abideleştiren ulu ve soylu kişiler, lütfen sizler kendi işinize bakın. Bizler kimlere hizmet ettiğimizin farkındayız.     

Bugün bu topraklarda huzur ve güven içerisinde yaşamanın bedeli vardır. Görevini hakkıyla yapan kişiler kime neden hizmet ettiklerini iyi bilirler. 

Sizlerden bir şey istemiyoruz. Yalım varsa karnıma, çulum varsa sırtıma hesabı, Kimseden rol çalma, makam kapma derdinde değiliz. Şahsım adına söylüyorum; ölene kadarda doğru bildiğim yolda yürümekte kararlıyım.

Şükürler olsun ki bu yolda yalınızda değilim. Ertuğrul KAPUSUZOĞLU gibi bir değerimizle, onun gibi birbirinde kıymetli nice dostlarımızla beraber Yozgat’ımıza ve ülkemize hizmet etmekte, kimi zaman bir kütüphanede kimi zaman bir müzede karamanlarımızın adlarını yaşatmakta, abideleştirmekte kararlıyız.

***

KUTLAMA; Kuranı Kerimin ilk ayeti “OKU!!!” emridir. Bizlere okuma ve yazmayı öğreten, sevdiren tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler gününü kutlar, saygı ve minnetle eğilirim.