Başbuğ, Diyarbakır 7. Kolordu’da hudut subaylığı görevinde bulunmuş ve 2010 yılında emekliye ayrılmıştır. Emeklilik sonrası, 2012 yılında İzmir’de düzenlenen sözde casusluk operasyonunda “örgüt lideri” suçlamasıyla gözaltına alınan ilk kişilerden biri olmuştur. Bu süreçte 2,5 yıl Buca F Tipi Cezaevi’nde tutuklu kalmıştır. İzmir’deki askeri casusluk davasında yargılanan Başbuğ, beraat ederek özgürlüğüne kavuşmuştur.
Başbuğ, kumpas davası sürecinde FETÖ mensuplarının kendisini durdurmak için kadın, para gibi her türlü yöntemi denediğini ve bu kumpasın Ergenekon operasyonlarından çok önce başladığını ifade etmiştir.
İŞÇİ PARTİSİ VE BİLGİ SIZDIRMA İDDİALARI
Başbuğ, yargılandığı dönemde Doğu Perinçek’in liderliğini yaptığı İşçi Partisi’ne bilgi sızdırmakla suçlanmıştır. İddialara göre, Ege Ordusu İstihbarat Başkanlığı’na ait bilgilerin yer aldığı bir CD’nin, İşçi Partisi binasına yapılan bir baskında ele geçirildiği öne sürülmüştür. Ancak Başbuğ, bu suçlamaların tamamen asılsız olduğunu belirtmiştir.
TERÖR VE GÜVENLİK KONULARINDAKİ GÖRÜŞLERİ
Başbuğ, güvenlik ve terör konularındaki analizlerinde, Türkiye’nin dış güçler ve içerideki uzantıları tarafından ekonomik ve psikolojik saldırılara maruz bırakıldığını belirtmektedir. Yeni Asır gazetesine verdiği röportajda, Türkiye’nin IMF’ye borçlanmaya zorlandığını ve ekonomik terör saldırılarına karşı direnç gösterdiğini ifade etmiştir. Başbuğ’a göre, bu saldırıların nihai hedefi, Türkiye’yi kutuplaştırarak iç savaş ortamına sürüklemektir.
EKONOMİK TERÖR VE SİYONİZM İDDİALARI
Başbuğ, koronavirüs salgınıyla birlikte IMF üzerinden birçok ülkenin borçlandırıldığını, ancak Türkiye’nin bu tuzağa düşmediğini belirtmiştir. Emperyalist yapıların Türkiye’yi ekonomik baskılarla çökertmeye çalıştığını iddia eden Başbuğ, bu süreçte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğini övmüş ve ekonomik saldırıların asıl hedefinin Erdoğan’ı iktidardan indirmek olduğunu söylemiştir.