Rektör Prof. Dr. İnci Varinli, yaptığı yazılı açıklamada, üniversitede bir süredir yürütülen adli soruşturma sürecinin devam ettiğini, kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmadığı belirtti.
     Adli ve kolluk kuvvetlerinin çalışmaları sırasında herhangi bir bilgi sahibi olmadan yapılan ve ortaya atılan asılsız iddiaların hem kurumu hem de şehri incittiğine dikkati çeken Varinli, şunları kaydetti:
     ''Bozok Üniversitesi Rektörlüğü, rektörü, rektör yardımcıları ve tüm akademik ve idari ekibiyle büyük, güçlü, kararlı ve bilgi sahibi bir ailedir. Yaşadığımız süreçte menfi davranış sergileyerek üniversitemize ve ekibimize zarar verenler varsa cezasının tespit ve tesis yeri mahkemelerdir, hukuk dünyasıdır. Bozok Üniversitesi Rektörlüğü şeffaf ve anlaşılabilir bir yapıda hareket etmektedir. Aylar önce Bozok Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği görevinde değişiklik yapılmasına paralel olarak kurumumuz ve YÖK tarafından aylar önce başlatılan ve geçtiğimiz günlerde tamamlanan inceleme ve soruşturma neticesinde Tıp Fakültesi Dekanlığında üniversitemiz bir tasarrufta bulunmuştur. Bu gelişme kamuoyuna yansıtıldığı gibi yürütülen adli soruşturmalara karşı bir tutum değil tam aksine kurumumuz ve YÖK tarafından aylar önce başlatılan idari ve hukuki süreçlerden bir kısmının sonucudur.''
     YÖK'ün 2547 sayılı yasada belirtilen çerçevede kurumların işleyişi ve düzeninin sağlanması adına rektörlüklere yardımcı olduğunu ve üst kuruluş olarak yol gösterdiğini bildiren Varinli, şunları ifade etti:
     ''Bir diğer ifadeyle üniversitemizde yürütülen soruşturma ile Tıp Fakültesi Dekanlığında yaşananların bağlantısı yoktur. Burada bağlantı kurma arayışı içerisinde olmak üniversiteyi ve yöneticilerini yıpratma gayretlerinin talihsiz ve oldukça çirkin bir tezahürü olarak ön plana çıkmaktadır. Şüpheli konumda bulunan ekip arkadaşlarımın yargılama sürecinde elde edeceği neticeler görülmeden bazı kesimlerin kurumlara yön verme çabalarını hayretle izliyorum. Kamu adına takip yapan makamların gerçek dışı beyanda bulunan, bilgi sahibi olmadan asılsız iddialar ortaya atanlar hakkında gerekli hassasiyeti göstermeleri yine tarafımızca beklenmektedir. Rektörlüğümüz kurumumuzun yıpratılmasına asla izin vermeyecek, ilgililer hakkında adli süreci her aşamada başlatacaktır.Üniversitemizde yapılan idari görev değişiklikleri YÖK tarafından belirtilen mevzuat çerçevesinde gerekleri yerine getirilmektedir. Hiçbir kamu kurum veya kuruluşunda keyfiyetçi yaklaşımlar olamayacağı gibi Bozok Üniversitesi de kurumsal ciddiyetini tesis ederek yoluna devam etmektedir.''
     Doç. Dr. Hasan Zafer Acar da yaptığı yazılı açıklamada, geçen yılın başlarında YÖK Yasası'nın profesörlük kadrosuna atama ile ilgili maddelerine uygun şekilde, Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi genel cerrahi profesörlük kadrosuna başvurduğunu belirtti.
     Acar, üniversite tarafından farklı üniversitelerden oluşturulan 5 kişilik profesör jürisinden 4'ünün olumlu raporu, üniversite yönetim kurulunun olumlu kararı ve rektörün onayıyla 30 Mart 2009 tarihinde profesörlük kadrosuna, 2 ay sonra da rektörün teklifiyle YÖK tarafından dekanlık görevine atandığını bildirdi.
     Göreve başladıktan sonra üniversitede birçok birimde yaşanan yolsuzluk olaylarından şüphelendiğini ileri süren Acar, bu durumu sözlü ve yazılı olarak Bozok Üniversitesi Rektörlüğüne bildirmesine karşılık hiçbir işlem yapılmaması üzerine yaklaşık 6 ay önce Yozgat Cumhuriyet Başsavcılığı ve YÖK Başkanlığına şikayet dilekçesi verdiğini ifade etti.
     Şikayeti doğrultusunda cumhuriyet savcılığınca yapılan soruşturmaların ardından, aralarında 1 rektör yardımcısı ile 4 daire başkanının da bulunduğu 14 kişinin tutuklandığını öne süren Acar, şunları kaydetti:
     ''Cumhuriyet başsavcılığına şikayetimin öğrenilmesinden sonra bugüne kadar hakkımda 8 soruşturma açıldı. Rektörlüğe isimsiz dilekçe verildiği öne sürülerek YÖK'e gönderilen profesörlüğümün alınması talebiyle oluşturulan 3 kişilik jürinin olumsuz raporu gerekçe gösterilerek, hukuk dışı bir şekilde, atamamı yapan aynı yönetim kurulu ve rektör profesörlük unvanımı alarak üniversiteyle ilişiğimi kesti. Görev yaptığım 1,5 yıllık sürede Yozgat'ta yaptığımız guatr taramaları, kene konusunda bilgilendirme, sağlıklı yaşamla ilgili çalışmalar gibi konularda 300 olumlu gazete haberi yapılmış, bölgeye hizmet edilmeye çalışılmıştır.'' Rektör Prof. Dr. İnci Varinli, yaptığı yazılı açıklamada, üniversitede bir süredir yürütülen adli soruşturma sürecinin devam ettiğini, kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmadığı belirtti.
     Adli ve kolluk kuvvetlerinin çalışmaları sırasında herhangi bir bilgi sahibi olmadan yapılan ve ortaya atılan asılsız iddiaların hem kurumu hem de şehri incittiğine dikkati çeken Varinli, şunları kaydetti:
     ''Bozok Üniversitesi Rektörlüğü, rektörü, rektör yardımcıları ve tüm akademik ve idari ekibiyle büyük, güçlü, kararlı ve bilgi sahibi bir ailedir. Yaşadığımız süreçte menfi davranış sergileyerek üniversitemize ve ekibimize zarar verenler varsa cezasının tespit ve tesis yeri mahkemelerdir, hukuk dünyasıdır. Bozok Üniversitesi Rektörlüğü şeffaf ve anlaşılabilir bir yapıda hareket etmektedir. Aylar önce Bozok Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği görevinde değişiklik yapılmasına paralel olarak kurumumuz ve YÖK tarafından aylar önce başlatılan ve geçtiğimiz günlerde tamamlanan inceleme ve soruşturma neticesinde Tıp Fakültesi Dekanlığında üniversitemiz bir tasarrufta bulunmuştur. Bu gelişme kamuoyuna yansıtıldığı gibi yürütülen adli soruşturmalara karşı bir tutum değil tam aksine kurumumuz ve YÖK tarafından aylar önce başlatılan idari ve hukuki süreçlerden bir kısmının sonucudur.''
     YÖK'ün 2547 sayılı yasada belirtilen çerçevede kurumların işleyişi ve düzeninin sağlanması adına rektörlüklere yardımcı olduğunu ve üst kuruluş olarak yol gösterdiğini bildiren Varinli, şunları ifade etti:
     ''Bir diğer ifadeyle üniversitemizde yürütülen soruşturma ile Tıp Fakültesi Dekanlığında yaşananların bağlantısı yoktur. Burada bağlantı kurma arayışı içerisinde olmak üniversiteyi ve yöneticilerini yıpratma gayretlerinin talihsiz ve oldukça çirkin bir tezahürü olarak ön plana çıkmaktadır. Şüpheli konumda bulunan ekip arkadaşlarımın yargılama sürecinde elde edeceği neticeler görülmeden bazı kesimlerin kurumlara yön verme çabalarını hayretle izliyorum. Kamu adına takip yapan makamların gerçek dışı beyanda bulunan, bilgi sahibi olmadan asılsız iddialar ortaya atanlar hakkında gerekli hassasiyeti göstermeleri yine tarafımızca beklenmektedir. Rektörlüğümüz kurumumuzun yıpratılmasına asla izin vermeyecek, ilgililer hakkında adli süreci her aşamada başlatacaktır.Üniversitemizde yapılan idari görev değişiklikleri YÖK tarafından belirtilen mevzuat çerçevesinde gerekleri yerine getirilmektedir. Hiçbir kamu kurum veya kuruluşunda keyfiyetçi yaklaşımlar olamayacağı gibi Bozok Üniversitesi de kurumsal ciddiyetini tesis ederek yoluna devam etmektedir.''
     Doç. Dr. Hasan Zafer Acar da yaptığı yazılı açıklamada, geçen yılın başlarında YÖK Yasası'nın profesörlük kadrosuna atama ile ilgili maddelerine uygun şekilde, Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi genel cerrahi profesörlük kadrosuna başvurduğunu belirtti.
     Acar, üniversite tarafından farklı üniversitelerden oluşturulan 5 kişilik profesör jürisinden 4'ünün olumlu raporu, üniversite yönetim kurulunun olumlu kararı ve rektörün onayıyla 30 Mart 2009 tarihinde profesörlük kadrosuna, 2 ay sonra da rektörün teklifiyle YÖK tarafından dekanlık görevine atandığını bildirdi.
     Göreve başladıktan sonra üniversitede birçok birimde yaşanan yolsuzluk olaylarından şüphelendiğini ileri süren Acar, bu durumu sözlü ve yazılı olarak Bozok Üniversitesi Rektörlüğüne bildirmesine karşılık hiçbir işlem yapılmaması üzerine yaklaşık 6 ay önce Yozgat Cumhuriyet Başsavcılığı ve YÖK Başkanlığına şikayet dilekçesi verdiğini ifade etti.
     Şikayeti doğrultusunda cumhuriyet savcılığınca yapılan soruşturmaların ardından, aralarında 1 rektör yardımcısı ile 4 daire başkanının da bulunduğu 14 kişinin tutuklandığını öne süren Acar, şunları kaydetti:
     ''Cumhuriyet başsavcılığına şikayetimin öğrenilmesinden sonra bugüne kadar hakkımda 8 soruşturma açıldı. Rektörlüğe isimsiz dilekçe verildiği öne sürülerek YÖK'e gönderilen profesörlüğümün alınması talebiyle oluşturulan 3 kişilik jürinin olumsuz raporu gerekçe gösterilerek, hukuk dışı bir şekilde, atamamı yapan aynı yönetim kurulu ve rektör profesörlük unvanımı alarak üniversiteyle ilişiğimi kesti. Görev yaptığım 1,5 yıllık sürede Yozgat'ta yaptığımız guatr taramaları, kene konusunda bilgilendirme, sağlıklı yaşamla ilgili çalışmalar gibi konularda 300 olumlu gazete haberi yapılmış, bölgeye hizmet edilmeye çalışılmıştır.''
Editör: TE Bilişim