Doktorların “Tıpta çare yok, hocalara, türbelere” gidin dediği aile, çocuklarını yakalandıkları amansız hastalıktan kurtaramadı. İlk çocuğu 10 yıl önce vefat eden aile, yatağa mahkum yaşayan iki çocuğunu da bir ay içerisinde peş peşe kaybetmenin acısını yaşadı. Çocuklarını yaşatmak için çalmadık kapı bırakmayan Torun Ailesi’nin feryadına yetkililerin kulak tıkaması ise çaresizliğin yürek burkan resmi oldu.

Yozgat’ta İlhami ve Şerife Torun çifti ilki 1994 yılında dünyaya gelen, tıbbın çaresiz, insanların ilgisiz kaldığı hastalık nedeni ile 3 çocuğunu da kaybetti. Torun çiftinin ilk çocukları Tayfun 1994 yılında sağlıklı bir şekilde dünyaya geldi. Doğum, hamilelik ve sonrasında tüm kontrolleri normal seyreden Tayfun, 4 yaşından sonra yürüyememeye, konuşamamaya ve giderek yatağa bağımlı hale geldi. Tayfun’un hastalığının baş gösterdiği sırada Torun Ailesi’nin ikinci çocukları Şükrü (9) dünyaya geldi. Tayfun’un tedavisi için doktor doktor gezen Torun çifti, Şükrü’nün de 4 yaşından sonra aynı hastalığa yakalanması ile çaresiz kaldı.

            Çocuklarının tedavisi için sürekli Ankara’ya gitmek zorunda kalan aile çareyi Yozgat’tan taşınmakta buldu. Yaklaşık 6 yıl Ankara’da kalan Torun Ailesi, doktorların bir çocuk daha dünyaya getirmeleri halinde hastalığın duracağı yönündeki tavsiyeleri üzerine üçüncü çocukları Berat’ı (7) dünyaya getirdi.

TAYFUN 9 YAŞINA KADAR YAŞAYABİLDİ    

            3 çocuktan birini kaybeden, diğer ikisini de kaybeden Torun ailesi, yıllarca çocuklarının hastalığına çare bulmaya çalıştı.

            Çocukların sağlıklı bir şekilde doğduğunu ve daha sonra hastalandığını belirten baba İlhami Torun, "İlk çocuğumuz Tayfun 1994 yılında doğdu. 4 yaşına kadar sağlıklı bir şekilde büyüdü. 4 yaşından sonra önce hareket etmekte zorlandı, yürürken takılıp düşmeye başladı. Daha sonra da tamamen yatalak olup bitkisel hayata geçti. Tayfun'u tedavi ettirmek için Ankara'da Hacettepe, Gazi Hastanesi'ne, Kayseri Tıp Fakültesi'ne götürdük. Doktorlar çocuğumuzun hastalığını tespit edemedi. Bize, 'Hava değişikliği olsun, evinizi değiştirin' dediler. Biz de Ankara'dan Yozgat'a geldik. Ancak Tayfun 2002 yılında hayatını kaybetti" dedi.

            2000 yılında ikinci çocukları Şükrü'nün doğduğunu ifade eden baba İlhami Torun, "Şükrü de sağlıklı bir şekilde doğdu ve yine 4 yaşına gelince aynı belirtiler ortaya çıktı. Şükrü'yü de tüm doktorlara götürdük. Doktorlar Tayfun'a söylediklerinin aynısını söyledi. Hatta bundan sonra çocuklarınız sağlıklı olur deyince üçüncü çocuğumuz Berat dünyaya geldi” dedi.

BİR AYDA İKİ ACI YAŞADILAR

            Torun Ailesi, yıllarca iyileşmeleri için mücadele ettikleri Berat ve Şükrü’yü de bir ay içerisinde toprağa vermenin acısını yaşıyor.

            Berat’ı 25 gün önce toprağa veren Torun Ailesi, geçtiğimiz Cumartesi günü de Şükrü’nün ölümüyle yıkıldı.

            Bu güne kadar kimseden maddi bir istekte bulunmadıklarını söyleyen acılı baba İlhami Torun; “Biz çocuklarımızın hastalığına bir çare bulunmasını istedik.

            Çocuklarımız gözlerimizin önünde eridi, bitti. Cumartesi günü Şükrü’yü toprağa verdik. Allah kimseye bu acıları yaşatmasın” dedi.

Editör: TE Bilişim