Yeni eğitim-öğretim yılının başlayacağı 20 Eylül Pazartesi günü ortalama 15 milyon öğrencinin ders başı yapacağı ve bazı öğrencilerin ''tatil sonrası sendromu''ndan etkilenebileceği belirtildi.
    Uzmanlar, öğrencilerde okulun başlamasıyla ilgili davranışsal ve duygusal sorunlar görülebileceğini belirterek, derslere uyum sağlama ve başarılı olmanın, öfke, yorgunluk ve isteksizlik gibi duygusal sorunların düzenlenmesine bağlı olduğunu bildirdi.
    DBE'den yapılan yazılı açıklamada, yeni eğitim-öğretim yılının başlayacağı dün ortalama 15 milyon öğrencinin ders başı yapacağı ve bazı öğrencilerin ''tatil sonrası sendromu''ndan etkilenebileceği belirtildi.
    Açıklamada görüşlerine yer verilen uzmanlar, öğrencilerde tatil sonrası okula başlamakla ilgili isteksizlik ve sıkıntı hali oluştuğunu, bu durumun baş, kas ağrısı, yorgunluk ve bezginlik olarak kendini gösterdiğini kaydetti.
    Öğrencilerde okulun başlamasıyla ilgili davranışsal ve duygusal sorunlar görülebileceğini ifade eden uzmanlar, keyifli ve rahat dönemden çıkan öğrencilerin disiplin, kurallar ve sınav maratonu dönemine geçişe uyum sağlamalarının bazı koşulları olduğunu belirtti.
    Uzmanlar, okul açıldığında derslere uyum sağlama ve derslerde başarılı olmanın, öfke, yorgunluk ve isteksizlik gibi duygusal sorunların düzenlenmesine bağlı olduğunu vurgulayarak, okulu ve dersleri sevmeyen öğrencilerin daha çok öğrenme, dikkat ve sosyal sorun yaşayanlardan oluştuğunu, tatilde planlı bir şekilde hem dinlenip hem de ödev ve sorumluluklarını yerine getiren öğrencilerin okula başlarken daha rahat olacağını vurguladı.
    Tatil sonrası okula uyum sürecinin birkaç haftalık süre olduğuna dikkati çeken uzmanlar, aile, öğrenci ve öğretmenlerin yapması gerekenleri şöyle sıraladı:
    ''Öğrencilerin yatma-kalkma saatleri okul dönemine uygun olarak ayarlanmalı ve günler öncesinden bu saatler uygulanmaya başlanmalıdır. Okul kıyafetleri ve kırtasiye ihtiyaçları öğrenciyle birlikte seçilmelidir. Okula yeni başlayan öğrencilerin okulu önceden ziyaret etmesi gerekir. Alınan kitap ve kırtasiyeleri öğrencilerin odasındaki masa ve dolaplarına kendilerinin yerleştirmesi teşvik edilmelidir. Öğrencinin odasında ve çalışma masasında daha çok zaman geçirmesi sağlanmalı, okul başladıktan sonra ders ve günlük yaşam programları yapılmalıdır. Ders çalışma konusunda öğrencide istek olmasa da öğrencinin derse oturması ve derse başlaması sağlanmalıdır. Unutulan konularla ilgili panik yapılmadan, hatırlatıcı kaynaklardan yararlanılmalıdır. Öğrencinin aldığı yeni kararları odasında her zaman görebileceği bir yere asması ve onları uygulaması konusunda öğrenciye yardımcı olunmalıdır. Öğretmenler de ilk haftalarda daha esnek ve toleranslı davranmalıdır.''

Editör: TE Bilişim