Çalışmayı sevmeyen bir millet haline geldik veya bu hale getirildik. Baştan söyleyeyim, komplo teorilerinden bahsetmeyeceğim tabi ki, sorun bizde kimseyi suçlamaya gerek yok.
Caddede yürürken fark etmişsinizdir, çok sayıda esnaf işyerlerinin camlarına eleman ilanları asmış. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler gazetelere, radyolara personel ilanları veriyorlar.
Yaklaşık 5-6 yıl öncesine baktığımızda yine aynı manzara ile karşılaşıyorduk. Hatta organize sanayinde işletme sayısının fazla olduğu günlerde, cadde ortasına asılan dev afişlerle elemanlar aranıyordu.
Yozgat’ın en büyük sorunlarından birisi de kalifiye elemanın yeteri kadar olmayışı. Daha doğrusu meslek gruplarında tecrübe edinen geçlerin sayısının gün be gün azalması…
Eskiden kahvehanelerde oturan gençler artık, internet kafelerden çıkmıyorlar.
Teknoloji ilerliyor fakat ilerleyen bu teknolojiden nasıl ve hangi oranda faydalanabileceğimizi bilmiyoruz.
Bazı meslek kursları açılıyor. Özellikle bilgisayar, programlama ve bazı tasarım uygulamalarına özel olarak açılan kurslara ilgi büyük oluyor.
Bu kurslara katılan kursiyerlerin büyük çoğunluğu aldıkları sertifikaları hatıra olarak saklıyorlar. Daha doğrusu sırf sertifikam olsun diye kurslara gidenlerin sayısı hiç azımsanacak gibi değil.
Oysaki kursların amacı kalifiye eleman yetiştirmek ve kursiyerlerin meslek sahibi olmalarına katkıda bulunmaktır.
Geçen gün bir tasarım programı kursuna onlarca katılımcı olduğunu öğrendim.  İlginçtir ki Yozgat’ta çok sayıda tasarımcı arayan işletme mevcut. Reklamcılar bu konuda başı çekiyorlar.
Bu sadece bir örnekti…
Yazımın başında çalışmayı sevmeyen bir millet haline geldiğimizi belirtmiştim. Bunu biraz daha açacak olursak; hazıra konma alışkanlığının yaygınlaştığını da söyleyebilirim.
Bilgisayarla büyüyen yeni nesil, çoğunlukla masa başı iş arayışında. Oturduğumuz yerden çalışmanın derdindeyiz…
Çıraklık kültürü bitmek üzere.
Önümüzdeki yıllarda alaylı-mektepli diye bir ayrımdan bahsedemeyeceğiz. Git gide artan mektepli işsiz sayısı bunun bir işareti…
İşletmeler artık üniversite mezunu tezgahtar arıyorlar. Hoş, ortaöğrenim mezununu bile bulamıyorlar ama çıtayı onlar da yükseltmişler!
Okurken de meslek edinilebilir, eğitim kurumları özellikle pratik konusunda yetersiz kaldığından, diplomalı ama mesleğinin inceliklerini bilmeyen binlerce genç bugün aramızda dolaşıyor.
Tüm bunların neticesinde esnafın borcu artarken sayısı da alıyor.
Gençlerin büyük çoğunluğunun gözü yükseklerde ama yükselmek için bir yerden başlamanın şart olduğunu unutmamaları gerek…