Saray entrikaları, halk öfkesi ve suikastla son bulan bu sıra dışı hikâye, hâlâ dünya tarihinin en gizemli olaylarından biri olarak kabul ediliyor.

1869 yılında Rusya’nın Sibirya bölgesinde doğan Grigori Yefimoviç Rasputin, köylü kökenli olmasına rağmen kısa sürede mistik gücüyle dikkat çekti. 1897 yılında yaşadığı ruhsal krizin ardından manastır hayatına yönelen Rasputin, dini öğretilerle harmanladığı farklı yaşam tarzıyla yeniden doğmuş gibi köyüne döndü.

Ayşe Barım Kimdir, neden tutuklu? Ayşe Barım Kimdir, neden tutuklu?

Yirminci yüzyılın başında Sankt-Peterburg’a ulaşan Rasputin, burada dönemin ruhani elitlerinin ilgisini çekti. 1905 yılında Çar II. Nikolay ve Çariçe Aleksandra ile tanışması, onun kaderinde ve Rus İmparatorluğu’nun tarihinde bir dönüm noktası oldu. Hemofili hastası prens Aleksey’in yaşadığı krizlerde Rasputin’in duaları sayesinde iyileştiği inancı, saraydaki etkisini artırdı.

Rasputin’in saray üzerindeki nüfuzu zamanla devlet işlerine kadar uzandı. Bakan atamaları ve diplomatik kararlar üzerindeki dolaylı etkisi, soylular arasında tepkiyle karşılandı. Kadın takipçileriyle ilişkileri, hakkında çıkan skandallar ve ahlak dışı davranış iddiaları, halk nezdinde imajını daha da tartışmalı hale getirdi.

Çar’ın I. Dünya Savaşı sırasında cepheye gitmesiyle, Çariçe ve Rasputin’in yönetimde etkin rol alması, siyasi ve ekonomik krizin derinleşmesine neden oldu. Bu durum, onu hedef haline getirdi.

30 Aralık 1916 gecesi, Prens Feliks Yusupov, Grandük Dmitri Pavloviç ve bazı seçkin isimlerin dahil olduğu bir grup tarafından düzenlenen suikast, Rasputin’in yaşamına son verdi. Zehirleme, kurşunlama ve nehre atma gibi çeşitli yöntemlerin kullanıldığı suikast, Rasputin’in kolay kolay öldürülemediği efsanesini doğurdu.

Rasputin’in ölümü, Romanov Hanedanı’nın çöküş sürecini hızlandıran gelişmelerden biri olarak kabul ediliyor. Ölümünün ardından mezarı tahrip edildi, anısı siyasi bir figür olarak kullanıldı. İngiliz istihbaratının suikasta dahil olup olmadığı ise hâlâ tartışmalı.

Rasputin’in kızı Maria Rasputina, babasının ölümünden sonra ABD’ye göç etti. Hayatına sirkte aslan terbiyeciliği yaparak devam eden Maria, babasının anılarını yazarak onun mirasını yaşatmayı sürdürdü.

Grigori Rasputin, hâlâ hem dinî hem de siyasi gücün ne ölçüde iç içe geçebileceğinin çarpıcı bir örneği olarak tarih kitaplarında yerini koruyor.

Kaynak: Haber Merkezi