Taşkın, ENAG’ın temmuz ayı enflasyonunu yüzde 5.91, yıllık enflasyonu ise yüzde 100.88 olarak açıkladığını hatırlattı.
Taşkın, memur, memur emeklisi, asgari ücretli gibi dar ve sabit gelirli vatandaşların sokağa çıktığı zaman hissettiği enflasyonun yüzde 100’ün üzerinde olduğuna vurgu yaparak şunları ifade etti: “Hatırlayalım; 7. Dönem Toplu Sözleşme kapsamında memur ve memur emeklilerine temmuz ayında yüzde 10+Enflasyon farkı verildi: Toplamda yüzde 19.31 zam alan memur ve memur emeklisinin maaşı daha cebine girmeden eridi! Elektriğe ve doğalgaza yüzde 38 zam gelirken, ulaşım arttı, kirada yüzde 25 sınırlaması kalktı; kira artışının yüzde 61.78 olacağı şimdiden dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızı sıkıntıya düşürdü! Eğitim gideri arttı. Gıda fiyatlarında gerileme maalesef yok. TÜİK, temmuz ayı itibariyle enflasyonu gerilemiş gösteriyor; enflasyon gerilemiyor, sadece yükselişi yavaşlıyor ama memurun, memur emeklisinin, dar ve sabit gelirli vatandaşların gelirleri maalesef geriliyor. Ne yazık ki ülkemizde emeğe saygı yok oldu. Emeğin değeri olmadığı gibi çalışanların gelirleri de düşüyor. Yetkili Sendika, kamu çalışanlarının haklarını koruyamıyor, gün geçtikçe emeğin değerinde ve gelirde gerileme yaşanıyor. Bunu düzeltmenin yolu ise gelir dağılımındaki adaletsizliği düzenlemekten geçiyor. Holdinglerin vergileri silinirken, bunlara vergi muafiyet ve istisnaları getirilirken memura yüzde 10 zam yapılması, bugün 14 bin 400 liranın üzerinde olan seyyanen zammın kök maaşa yansıtılmaması kamu çalışanlarında derin kaygılara, güvensizliğe ve aidiyet duygusuna zarar veriyor. Bir kez daha tekrarlıyoruz; enflasyon farkları her ay maaşa yansıtılmalıdır. Vergi oranı yüzde 15’te sabitlenmeli, vergi dilimi yükseltilmeli, refah payı verilmeli, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmak suretiyle öncelikli olarak vergide adalet sağlanmalıdır. Seyyanen zam kök maaşa yansıtılmalı; memurun ve memur emeklilerinin refah seviyesini yükseltecek reel artış yapılmalıdır.”
