BASIN Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Medya Dayanışma Grubu, Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın da yer aldığı basın meslek örgütleri ortak bir açıklama yayınlayarak, ''Bizler maaşından başka geliri, tazminatından başka sermayesi olmayan gazetecilerin örgütleriyiz. 'Artık kınama değil, harekete geçme zamanı' diyerek bir araya geldik ve mesleğimizi çıkarları için kullananlar hakkındaki tüm iddiaları, şaibeleri incelemek için görev üstlendik'' ifadelerini kullandı. 

Yani, ''Artık bıçak kemiğe dayandı'' mesajı verildi. Gerçekten de basın sektörü ciddi bir kriz yaşıyor. Farklı meslek gruplarında faaliyetini sürdüren kişiyle basın toplantısında karşılaşıyorsunuz, 'gazeteci!' oduğunu söylüyor. Kimisi bir adım daha ileriye gidip, mesleki yönden ders verebilme yetkisini de kullanıyor.

Yapılan yasal düzenlemeler sonucunda meslek tanımı yapılamaz oldu. Sosyal medya hesabı oluşturup, sağdan soldan topladığı bilgileri, gönderilen bültenleri kopyala yapıştır yöntemi ile yayınlayanlar da gazeteci unvanını aldı. Bu iş bu kadar ucuz olmamalı.

Gazetecilik mesleği, kamu adına üstlenilen bir görevdir. Bu meslek üzerinden direk veya dolaylı menfaat sağlamak yüz kızartıcı suçtur. Bu nedenle  bu kişilere basın kartı verilmezdi, gazeteci unvanını kullanması engellenirdi. 
Bugün resmiyette olması gereken kurallar kağıt üzerinde eksiksiz ise, mesleki yeterliliğine bakılmaksızın 'gazeteci' unvanını kişinin boynuna takabiliyor. Konu yasal olarak yeniden ele alınmalıdır.