YOBÜ projeleri TÜBİTAK tarafından kabul edildi YOBÜ projeleri TÜBİTAK tarafından kabul edildi

Eski adıyla İstiklal Lisesi, yeni adıyla Şehit Durmuş Delibaşı Anadolu Lisesinde okuyan 15 yaşındaki Muhammet Enes Köse, nadir görülen "kseroderma pigmentozum" hastalığı nedeniyle güneşe çıkamıyor. Bu durum nedeniyle okula gidemeyen Muhammet, evde eğitim alarak lise birinci sınıfı birincilikle tamamladı.

Eness

“GÜNEŞ IŞIĞINA ÇIKAMIYOR”

Muhammet Enes’e henüz 2 yaşındayken "kseroderma pigmentozum"  tanısı konuldu. Genetik bir hastalık olan kseroderma pigmentozum, cildin güneş ışınlarına karşı savunmasız kalmasına yol açıyor. Bu nedenle Muhammet, gündüz saatlerinde dışarı çıkamıyor ve normal şartlarda okul ortamında bulunamıyor. Eğitimi ise ilkokuldan bu yana evde sürüyor.

EĞİTİM SÜRECİNİ AİLESİYLE SIRTLADI

Muhammet’in annesi Seçkin Köse, oğlunun eğitimi için yıllar boyunca büyük çaba sarf etti. Evde verilen derslerde hem öğretmenlerle sürekli iletişimde oldu hem de oğluna birebir destek verdi. İlk çocuğu ve en küçük çocuğunu genetik hastalıklar nedeniyle kaybeden anne Köse, hayatta kalan tek çocuğu Muhammet Enes için elinden gelen her şeyi yapıyor.

Anne Seçkin Köse,

“Muhammet’in hastalığını 2 yaşında öğrendik. Hastaneye götürdük ve doktorumuzdan hastalığıyla ilgili bilgi aldık. Hastalığın adı kseroderma pigmentozum. Doktorumuz bize gerekli açıklamaları yaptı ve biz de bu doğrultuda onu korumaya çalıştık. Bu yaşına kadar da elimizden geldiğince koruduk. İlkokuldan itibaren evde eğitim alarak eğitim hayatına devam etti. Şu anda lise birinci sınıfı bitirdi ve okul birincisi oldu. Eğitim süreci boyunca ben de kendimi geliştirerek ve araştırarak ona yardımcı olmaya çalıştım. Zaten lise mezunuyum. Öğretmenleriyle sürekli iletişimde oldum, derslerle ilgili ne yapmam gerektiğini öğrendim ve elimden geldiğince destek oldum” ifadelerini kullandı.

Enes (2)

“LİSE EĞİTİMİNDE SIKINTILAR YAŞIYORUZ”

Eğitim hayatı boyunca sıkıntı yaşamadıklarını fakat liseye geçtikten sonra sıkıntı yaşadıklarını belirten Anne Köse,

“Muhammet bu yaşına kadar ilkokul, ortaokul ve şimdi de lise eğitimini evde eğitim alarak sürdürdü. İlkokul ve ortaokul dönemlerinde herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Branş öğretmenleri sırayla gelip derslerini verdiler. Ancak lise eğitiminde ciddi sıkıntılar yaşadık. Eğitime geç başlandı; aralık ayında dersler anca başladı. Birinci dönem notları, okuldaki öğretmenler ve müdür yardımcısı tarafından sınıf ortalamasına göre kafalarına göre verilmiş. Ayrıca sistemde çocuğumu ‘yok’ yazmışlar. Gidip konuşmamıza rağmen, çocuğumun evde eğitim aldığı göz önüne alınmadan bu işlem yapılmış. Bilgisayar üzerinden sistemden bunu işaretlemeleri gerekiyordu, ancak görevlerini eksik yaptıkları için hem çocuğumu yok yazdılar hem de birinci dönem notlarını sınıfın seviyesine göre verdiler. Bununla da kalmadı, yıl sonunda aldığı sözlü notlarını da ‘arada seviye farkı var’ diyerek kırdılar ve bu şekilde çocuğumun ortalamasının düşmesine sebep oldular. İkinci dönemde de yok yazılmaya devam etti. İkinci dönem sözlü notları da yine düşük verildi. Bu kez doğrudan müdür bey tarafından verildi. Bu yüzden çocuğumun ortalaması daha da düştü. Halbuki daha yüksek olması gerekiyordu. Oğlumun dersleriyle ilgili olarak birinci yazılı sınav notları sınıf ortalamasına göre verildi. Diğer yazılıları kendi öğretmenleri yaptı, ancak yine de sözlü notları düşük verilerek genel ortalaması düşürüldü. Bu konu hakkında henüz resmî bir şikâyette bulunmadık ama kısa süre içinde bulunacağız. Şu anda sağlık durumu ile ilgileniyoruz. Ama en kısa zamanda bu haksızlığı da gerekli mercilere bildireceğiz inşallah” dedi.

“HEM EĞLENDİK HEM ÖĞRENDİK”

Lise birinci sınıf eğitimine geç başlanmasına ve bazı sistemsel aksaklıklara rağmen, Muhammet Enes büyük bir gayretle derslerine odaklandı. Aralık ayında evde eğitime başlayan öğretmeni Seda Sadiye Erol,

“Hem eğlendik, hem öğrendik. Muhammet’in gayreti çok yüksekti. Kendi eksiklerini fark edip üzerine gitti” dedi.

Erol, özellikle matematik başta olmak üzere tüm derslerde video ve PDF destekli programlarla çalıştıklarını belirtti. Millî Eğitim Bakanlığı'nın Evde Eğitim Hizmeti kapsamında görevlendirildiğini belirten Erol,

“Derslerimizi genellikle EBA destekli olarak planladık. Millî Eğitim'in kazanımlarını ve kaynaklarını sonuna kadar kullandık. EBA’daki testleri çözdük ve günümüzü birlikte planladık. Okuyacağımız kitapları belirledik. Bu süreçte annesi de bize çok büyük destek verdi. Muhammet Enes de yorulmadan derslere katılarak, testlerini çözerek ve derse ön hazırlık yaparak bana yardımcı oldu. Ben aslen matematik öğretmeniyim ancak diğer dersleri için de öncesinde çalışarak hazırlandım. Muhammet Enes’e de öncesinde bazı hazırlıklar yaptırdım. Böylece ders öncesi hazırlıklı hale geldi. Sonrasında birlikte dersimizi işledik. Video destekli, görsellerle ve çeşitli etkinliklerle karşılıklı güzel bir öğrenme süreci yürüttük. Sezonu başarıyla tamamladık ve güzel bir birincilik elde ettik” dedi.

Enes (1)

“EKSİK NEREDEYSE, BİZ ORADAYDIK”

Muhammet’in eksik olduğu konular üzerinde çalışmalar yaptıklarını söyleyen Erol,

“Muhammet şu anda büyük bir başarıya imza attı. Okulunu birinci olarak bitirdi. Şu an ortalaması 89 ve diğer öğrenciler arasında yaklaşık 12 ortalamaları olanlar arasından birinci seçildi. Muhammet Enes büyük bir gayret ve çaba gösterdi. Zaman zaman deneyler de yaptık. Fizik deneyini kendi başına İngilizce olarak anlattı. Biyoloji modeli hazırladık. Gerçekten çok çalıştık, çok yorulduk ama bu birincilik buna değdi. Muhammet Enes’le tanışmak benim için hem mesleki anlamda hem de verimli bir çalışma açısından çok kıymetli bir deneyim oldu. Güzel bir işbirliği gerçekleştirdik” şeklinde konuştu.

Enes (3)

“ZAMANIMI İYİ KULLANIYORUM”

Muhammet’in bir günü çoğunlukla evde geçiyor. Derslerden arta kalan zamanlarında oyun oynuyor, arkadaşlarıyla iletişim kuruyor ya da YouTube’da video yayınları yapıyor.

“Sabah kalkıp ders çalışıyorum, sonra oyun oynuyorum. Vaktim olursa yayın açıyorum ama çok izleyenim yok” diyen Muhammet, özellikle akşam saatlerinde kısa yürüyüşlerle dışarıya çıkabiliyor.

Gününün çoğunu ders çalışarak ve bilgisayarda oyun oynayarak geçirdiğini ifade eden Muhammet, “Boş zamanlarımda video çekiyorum. Bazen kitap okurum, çarşıya inerim. Akşam saatlerinde dışarı çıkar, biraz dolaşır, yemek yerim, arkadaşlarımla takılırım. Hobilerim genel olarak bunlar. Annemle, birlikte çalışırız yazdığım notları okurum, kitaplardan veya internetten videolar izleyerek ders çalışırım. Evde ders çalışmak beni pek zorlamıyor. Hatta daha kolay geliyor çünkü okula gidince sabah erken kalkmak, hazırlanmak, gitmek, dönmek zaman alıyor. Ama evde olduğumda zamanımı daha rahat planlayabiliyorum. Bu yüzden benim için daha kolay oluyor” dedi.

Enes (4)

ARKADAŞLARI YALNIZ BIRAKMIYOR

Arkadaşları karnelerini aldıktan sonra Muhammet Enes’i yalnız bırakmayarak ziyarette bulundular.

Her fırsatta Muhammet Enes’i ziyaret eden arkadaşları moral ve motivasyon desteği veriyorlar.

Kamera: Emre Akses

Muhabir: Selma Şahin - Yasin Nazım Kayhan