Türkmenistan'ın 18'nci yüz yılda yaşamış büyük bilgini ve şairi Mahtumkulu Bozok Üniversitesi’nde anlatılacak.

         Yozgat Belediyesi’nin Kent Park’ta büstünü yaptığı Türkmün Şairi Mahtumkulu Bozok Üniversitesi’nin düzenleyeceği konferansla anlatılacak.

         Çarşamba günü saat 14.00'de Fen Edebiyat Fakültesi Konferans Salonunda yapılacak konferans Bozok Üniversitesi ve Türkmenistan Büyükelçiliği işbirliği ile düzenleniyor.

MAHTUMKULU

KİMDİR?

         Mahtumkulu Firâkî, Türkmen klâsik edebiyatının yapılanmasında önderlik eden, doğu edebiyatının yayılıp gelişmesinde katkısı olan, kıymetine ulaşılamayacak güzellikte şiirler yazan, eserler veren ve sonuçta Türkmen yazı dilinin oluşmasının temelini atan, 18. asırda yaşamış söz üstadıdır. O halkının hür hayatını ve bağımsızlığını arzu eden, halk arasında sonsuz sevgiye mazhar olan bir şairdir. “Firâkî”, Mahtumkulu’nun şiirlerinde kullandığı mahlası olup “huzura kavuşan, rahatlığı, azatlığı seven, asayiş taraftarı” mânâlarına gelir. Bunun böyle olduğunu şairin: “Mahtumkulu, adın döndü Firâka / Parıg olup çek kendini kenara” şeklindeki mısraları tasdik etmektedir.

         Mahtumkulu, Türkmenlerin Göklen boyunun Gerkez aşiretindendir. O, tahminen 1733 yılında Etrek nehrinin boyunda yerleşen Hacıgovşan denilen köyde doğmuş, hayatının çoğunu Etrek, Gürgen civarlarında geçirmiştir. Bunun hakkında şairin “Âleme belgilidir” adlı şiirinin bir bendinde aşağıdaki mısralar yer almaktadır” Bilmeyen soranlara aydın bu garip adımız /Aslı Gerkez, yurdu - Etrek, adı Mahtumkulu’dur.”

         Mahtumkulu’nun doğunun ünlü bir şairi olarak yetişmesinde babası Devletmemmet Azadı’nin büyük hizmetleri vardır. Devletmemmet Azadı (1700-1760) da devrinin tanınmış, dünyevî ve dinî bilgilerini, Arap, Fars, Çağatay ve Türk dillerini çok iyi bilen mutasavvıf, âlim ve şairdir. Onun “Vağzı-Azat” (Va’z-ı azad ) isimli didaktik mesnevisi çok meşhurdur. Mahtumkulu ilk derslerini böyle bir insan olan babasından almıştır. Babasından ve köy okulunda Niyaz Salih adlı molladan ilk dersleri aldıktan sonra, Halaç’taki İdris Baba Medresesinde tahsil görmüştür. Daha sonra Buhara’daki Kökeldaş Medresesinde tahsilini devam ettirmiştir. Bu Medresede ders veren Nuri Kâzım İbn Bahr adlı bir Türkmen ile dost olmuştur. Mahtumkulu daha sonra Hive’deki Şirgazi Han Medresesinde üç yıl tahsil görerek en temel eğitimini almıştır. “Gönül ister gezsem dünya - âlemi / Kanadım yok uçamıyorum neyleyim!” -diyen şair Nuri Kâzım’la ilk olarak Türkmenistan’ın doğusundan batısına, sonra Afganistan’a seyahat etmişler, oradan Hindistan’a geçmişler ve orada altı ay kaldıktan sonra Kâbil’in üzerinden Özbekistan’a Margelan, Semerkent şehirlerine seyahat etmişler, Türkistan şehrinde bulunup Hoca Ahmet Yesevî’nin müderrisleriyle görüşmüşler sonra yine Buhara’ya gelip burada epeyce zaman kaldıktan sonra Hive şehrine gitmişlerdir. Bu tür seyahatler ve

         Nizamî, Nesimî, Fizulî ve Neva-î gibi Doğu üstadlarını sürekli okuması, şairin ufkunu çok genişletmiştir.

         Şair, cefakâr, ezilen halkın yanında yer alarak alnının teriyle kazanmayı tercih etmiştir. Geçimini gümüş ustalığı ile sağlamış ve ruhundaki sanatçılık yeteneği olan şiirlerinin yanında yaratıcı gümüş ustalığında da ün kazanmıştır.

Editör: TE Bilişim