Bu tarihi olay, yalnızca askeri bir galibiyet olarak kalmayıp, aynı zamanda bölgesel ve küresel ölçekte önemli siyasi değişimlerin kapısını aralamıştır.
Malazgirt Ovası'nda gerçekleştirilen bu savaş, Selçuklu ordusunun Bizans'ın dört katı büyüklüğündeki kuvvetlerini mağlup ederek, Anadolu'nun kapılarını Türklere açtı. Bu zafer, hem askeri hem de siyasi anlamda dünya tarihinde büyük bir dönüşüm yaşanmasına neden oldu.
Sultan Muhammed Alparslan, Horasan Meliki Çağrı Bey'in son eşinden 27 Nisan 1064'te doğmuş ve Büyük Selçuklu Devleti'nin ikinci hükümdarı olarak tahta çıkmıştır. Malazgirt'teki zaferi, onun askeri yeteneklerini ve stratejik dehasını gözler önüne sermiştir. Selçuklu ordusunun, Bizans ordusunu sadece sayı üstünlüğüyle değil, aynı zamanda askeri taktikler ve stratejilerle mağlup etmesi, bu zaferin önemini artırmıştır.
Prof. Dr. Mustafa Alican, Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü ve Ortaçağ Tarihi Uzmanı olarak, Malazgirt Zaferi'nin dünya tarihine getirdiği yeniliğe dikkat çekti. Alican, "Malazgirt Savaşı, Türklerin İslam dünyasında askeri ve siyasi anlamda öne çıkmasını sağlamıştır. Bu zafer, Selçuklu Devleti'nin İslam dünyasında etkisini pekiştirmiş ve birliğe ve bütünleşmeye öncülük etmiştir" şeklinde konuştu. Alican ayrıca, bu zaferin İstanbul'un fethine giden süreci başlattığını belirtti. Malazgirt'ten sonra Bizans'ın büyük bir askeri gücü Selçuklulara karşı koymakta zorlandı ve bu durum, Selçukluların Anadolu'daki hakimiyetinin temellerini güçlendirdi.
Malazgirt Zaferi'nin Bizans İmparatorluğu'nun yıkılışı ve İstanbul'un fetih süreci üzerindeki etkileri, bu tarihi olayın önemini daha da artırmaktadır. Alican, "Malazgirt Savaşı, Bizans'ın egemenlik iddialarının sona ermesine ve İstanbul'un fethine giden sürecin başlangıcına işaret etmektedir" dedi. Savaşın ardından Selçuklu Devleti'nin Konya'da Türkiye Selçuklu Devleti'ni kurması, tarihte önemli bir ivmelenme yaratmış ve bu ivme, İstanbul'un fethedilmesine zemin hazırlamıştır.
Sultan Alparslan'ın liderliğindeki Selçuklu ordusu, hız ve çeviklikleriyle dikkat çekerken, Bizans ordusunun askeri geleneklerini de alt etmiştir. Alparslan'ın uyguladığı "Turan" taktiği, savaşın seyrini belirlemiş ve Malazgirt Zaferi'nin elde edilmesini sağlamıştır. Sultan Alparslan, Malazgirt Zaferi'nde Bizans İmparatoru IV. Romen Diyojen'i esir alarak, tarihte bir ilke imza atmıştır. Bu zafer, Roma İmparatorluğu'nun ardından Bizans'ın egemenliğinin sona ermesinin habercisi olarak kabul edilmektedir.
Sonuç olarak, Malazgirt Zaferi, yalnızca bir askeri galibiyet değil, aynı zamanda dünya tarihinin yönünü değiştiren bir olay olarak tarihteki yerini almıştır. Sultan Alparslan'ın liderliğinde elde edilen bu zafer, Türklerin Anadolu'daki varlığını pekiştirmiş ve bölgesel dengeleri köklü bir şekilde değiştirmiştir.
