ÇOCUKLUĞUM Yozgat’ta geçti. Benim için en güzel günlerdi onlar. Dışarıda doğayla iç içeydik hep. Korkmadan, çekinmeden, özgürce oynardık arkadaşlarımızla. Birbirinden güzel çocuk oyunlarımız vardı: “Aşık, arı (vız), bilye, beştaş, istop, ayağım nallı, birdirbir, çelik çomak, çember çevirme, dalya, güvercin taklası, lıt, seksek, tıp” bunların başlıcalarıydı. Bu oyunlarda kullandığımız araç gereçlerin hemen hepsini kendimiz yapardık. Bunun bambaşka bir zevki vardı. Çünkü hazıra konmuyorduk, yaratıcıydık.
Şimdiki çocuklar sözünü ettiğim oyunların çoğunu bilmiyorlardır. Bu aslında üzülecek bir durum. Çünkü bir çocuk kültürü göz göre göre yok oluyor. 
Ben, çocukluğumuzun şimdikilerden çok daha zevkli geçtiği kanısındayım. Bizim pilli, uzaktan kumandayla hareket eden, takla atan, konuşan, şarkı söyleyen, gülüp ağlayan, kısacası her türlü beceriye sahip oyuncaklarımız yoktu. Ama oyuncaklarımız da oyunlarımız da doğaldı. Ayrıca oyunlarımız; hareketliydi, birleştiriciydi, paylaşımcıydı, sorumluluk kazandırıcıydı… 
Oynadığımız her oyun güzeldi. Ama içlerinden bazılarını çok severdik. Benim en sevdiğim “aşık oyunu"ydu. O nedenle yazımda bu oyunu anlatacağım. Böylece oyunu bilen bizim dönemizdekiler çocukluklarını anımsayıp iç geçirecekler, bilmeyen günümüz çocukları da bu oyunu tanıma fırsatı bulacaklar.
Aşık, koyun ve keçilerin arka bacaklarında bulunan dört yüzlü kemikle oynanan bir oyundur. Oyun adını işte bu kemikten almıştır. Aşık kemiğinin her bir yüzünün adı vardır. Bu adlar; yöreden yöreye, hatta aynı yöredeki köyler arasında farklılıklar gösterir. Bazı kaynaklarda “cuk (cik),  tok, allı, kazak”; bazı kaynaklarda “cik, tök, alşı, öpen” olarak geçer. Örneğin Yozgat’ta aşık kemiğinin kulak memesine benzeyen kısmına “gıdık” denir.  Allı ya da kazak denilen kısımlar, aşık kemiklerinin alt ve üst dar yüzeyleridir.  Aşıklardan biri “enek” (kimi yerlerde “şak”) olarak adlandırılır. Bu; asıl, ana aşık olarak kullanılır. Enek olan aşığın içi kurşunla doldurulur. Amaç, aşığın ağır olup diğer aşık kemikleri üzerinde etkili olmasıdır. Aşıklar, özellikle enek olanı, ilginç renklere boyanarak gösterişli bir duruma getirilir. Kırmıza boyanmış olanına “kınalı aşık” denir. Bu aşığın uğur getireceğine inanılır.
“Çizgili, talata, çirtmeli, kaleli, kalmalı” gibi adlar verilen çeşitli aşık oyunları vardır.  Ben burada Yozgat yöresinde yaygın oynanan “çizgili aşık oyunu”ndan söz edeceğim.
Çizgili aşık, en az iki kişi ile oynanır. İlk atışı yapacak oyuncu ve oyun sırası, yazı tura vb. yöntemlerle seçilir. Birinci oyuncuya “öncülü”, sonuncu oyuncuya “sonculu” ya da “zıccılı” denir.
Aşık kemikleri; her oyuncudan eşit sayıda olmak üzere, yerde çizilmiş bir dairenin ortasına tek sıra olarak allı ya da kazak yüzeyleri yere gelecek biçimde dik olarak dizilir. İlk oyuncu; dairenin dışında belli bir uzaklıktan (genellikle 3-4 metre), elinde bulunan enekle daire içindeki diğer aşıklara vurarak onları daire dışına çıkarmaya çalışır. Daire dışına çıkan aşık, o oyuncunun olur. 
Oyuncular; önceden eneğin atış sonrası durumu konusunda aralarında anlaşır ve atış sonrası enek gıdık tarafı üste gelecek biçimde durursa, daire dışına çıkardıkları aşık sayısı kadar da ödül  kazanırlar. (Bu biçimde ödül kazanan oyuncu bazen, “Gadda bir gıdığı da var.” diyerek öteki oyuncuya bunu anımsatır.) Bir ya da daha fazla aşığı daire dışına çıkaran oyuncu, atış sonrası eneğin kaldığı yerden oyunu sürdürür. Enek genellikle daire içinde diğer aşıklara yakın konumda kaldığından, oyuncu sonraki atışlarda daha avantajlıdır. Oyuncu aşıkları ıskalarsa sıra diğerine geçer. En çok aşığı daire dışına çıkaran kişi oyunu kazanır.
Aşık oyununda kimi zaman ilginç durumlarla karşılaşılabilir. Örneğin çok ender de olsa aşık kemiği dik düşer. Bu durum; Yozgat yöresinde “cuk oturmak” ve “debeş”, bazı  yörelerde de “dokka” olarak adlandırılır.
Oyuncular; rakiplerine meydan okumak, onları sinirlendirmek için bazen ellerindeki aşıkları birbirine sürterek rahatsız edici bir ses çıkartırlar. Buna da “vızzık” denir.
Yozgat’ta oynanan aşık oyunuyla ilgili olarak Dr. Hasan Avni Yüksel tarafından ayrıntılı bir araştırma yapılıp Millî Folklor dergisinde yayımlanmıştır.
Aşık, çok eski geçmişe sahip bir Türk oyunudur. Türklerin yayıldığı tüm coğrafi bölgelerde bu oyuna rastlanmaktadır.


Kaynakça                                                                       :
1.https://aregem.ktb.gov.tr/TR-131379/asik-oyunu.html
2. https://ergezer.net/asik-oyunu.html
3.https://tr.wikipedia.org/wiki/A%C5%9F%C4%B1k_oyunu
4.http://www.millifolklor.com/PdfViewer.aspx?Sayi=38&Sayfa=56
5.https://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:qGVAgiwfZUkJ:https://www.folkloredebiyat.org/DergiPdfDetay.aspx%3FID%3D562+&cd=24&hl=tr&ct=clnk&gl=tr