Bugün ahmet benim, 
ama dünkü Ahmet değil. 
Bugün anka benim, 
ama yemle beslenen kuşcağız değil. 
Enelhak kadehiyle 
bir yudum içen sızdı 
Tarılık şarabından. 
Şişelerle, küplerle içtim ben, sızmadım, 
ben, sultanların aradığı sultan. 
Ben hâcetler kıblesiyim. 
Gönlün kıblesiyim ben. 
Ben cuma mescidi değilim, 
insanlık mescidiyim ben. 
Ben saf aynayım, 
sırım dökülmemiş, paslanmamışım. 
Ben kin dolu bir gönül değilim, 
Sinâ dağının gönlüyüm ben. 
Üzüm sarhoşluğu değil benim sarhoşluğum, 
benim sarhoşluğumun sonu yok. 
Tarhana çorbası içmem ben, 
can yemeği yerim, 
içerim can şerbeti. 
İşte sarttı seni 
bir gümüş bedenlinin özlemi. 
Altın haline geldin artık. 
Sen altına âşıksın, 
altın benim rengime âşık. 
Gönlü saf sûfiyim ben, 
benim tekkem âlem, 
medresem dünya benim. 
Değilim abalı sûfilerden. 
İster yakarış eri ol sen, 
meyhane eri istersen, 
bundan sanki ne çıkar? 
Yok cumartesiymiş, yok cumaymış, 
bence ne farkı var? 
Gerçeğin tadını alan er 
ne altına aldırış eder, 
ne kalendar tacına bakar. 
Ne tasası vardır, ne kini. 
Ey Tebriz'li hak Şems'i, 
yüzünü göstermediysen sen, 
yoksul çaresiz kalırdı kulun; 
ne gönlü olurdu, ne dini.
Mevlana Celaleddin Rumi
Ebubekir (r.a.) Oruç Açıyor
Hazreti Ebubekir kavurucu bir yaz günü oruç tutmuş ve akşam iftar sofrasında sadece bir tas soğuk su vardır İftar vakti gelince soğuk su ile orucu nu açmak için bardağı ağzına götürdü. Fakat bardağı ağzına götürmesiyle bırakması bir oldu. Ve hıçkırıklara boğuldu bir oldu. Yanındakiler Hz. Ebubekir'in bu haline bir anlam vermediler. Hz. Ebubekir kendine gelince neden bir anda hıçkırıklara büründüğünü sordular. 
Hz. Ebubekir şöyle cevap verdi:
Bir gün Allah Resulü (Sallallahu Aleyhi Vesellem) ile otururken eliyle hareketler yapıyordu. Sanki karşısında birisi varmış gibi ona git diyordu sordum.
-Ya Resullailah elini iter gibi hareket yapıyordunuz? Diye sordum.
Şöyle cevap verdi;
Dünya yanıma geldi kendini bana kabul ettirmek istedi, git dedim kendini bana kabul ettiremezsin dedim.
-Yeminler olsun sana, sen benden kaçıp kurtulsan senden sonrakiler benden kurtulamayacaklar kendimi onlara kabul ettiririm.
Hazreti Ebubekir:
-Bende bu soğuk suyu içerken dünyayı kabul edenlerden mi oldum diye ağladım.
O soğuk su içerken bunu düşünüyorsa biz soframıza inip kalkan yemekler için ne demeliyiz? Dünyanın kullarıyız dersek doğru olur mu?