FARK edilmeyi bekleyen o kadar çok çocuk var ki, aslında bütün çocuklar böyle bir bekleyişle hayata başlıyor. Aslında her bebek ilk önce annesinin fark edişleriyle canlanıyor, çocuk ailede fark edildikçe gelişiyor ve en önemlisi de okulda fark edildikçe yönelimleri, eğilimleri, ilgileri, yetenekleri, mizacında olan zenginlikleri açığa çıkıyor, ilerliyor. Doğal olan, olması gereken de bu değil midir?
Geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde onlarca okul ziyaretim oldu, internet üzerinden seminerlerim oldu. İlkokul, ortaokul, lise ve üniversite öğrencilerinden yüzlercesiyle iletişim kurdum. Kendinde olanı ortaya koyabilenler ve fark edilip desteklenenler hep birkaç adım önde oluyorlar. Ya fark edilemeyen çocuklar! Fark edilmesi için zemin oluşturulamayanlar! Fark edilip de destek bulamayanlar!
Ne kadar büyük kayıptır; bir çocukta var olanı, ona özgü olanı, onun tabiatında var olanı, mizacında saklı duranı keşfedip açığa çıkartamamak. Açığa çıkan yetenekleri destekleyememek ne büyük ziyandır! Belki insanlığın ihtiyacı olanı daha hayatın başında kaybetmek ne acıdır!
Gittiğim köy ve kasaba okullarında keşfettiğim çocuklar oldu. Takındığı tavırla, ortaya koyduğu duruşla, söyledikleri ve yaptıklarıyla “Bas Bas bağırıyor.” aslında. “Beni Fark Et!” diyor. Hâllerinden bunu okuyorum. Bakışlarından bunu okuyorum. Duruşlarındaki sitemi hissediyorum ve acı duyuyorum. Anadolu böylesi çocuklarla dopdolu…
Zaman zaman çaresizlik, engeller, abuk subuk zorluklar yorsa da diğer yandan yapılabilecek çok şey olduğunu ve yapılmakta olan çok şey olduğunu da biliyorum. Yapılan güzel işlerden habersiz kalmak da bir kayıptır. Böylesi bir güzel çalışmadan bahsetmek istiyorum. “Beni Fark Et Projesi”nden söz edeceğim.
“Küresel Akıl Derneği” tarafından geliştirilip uygulamaya konan, derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Şengün ve Proje Yöneticisi Alper Elbirler’in özveriyle yürüttüğü proje kapsamında, çocukların ve gençlerin gelişim ve ilerlemelerini destekleyen farklı imkânlar sunuldu.
Hayallerinin peşinde koşan çocukların, o hayallerini gerçeğe dönüştürecek proje fikrini üretmesi ve yazılı hâle getirip uygulamaya dökmesi için desteğe ihtiyacı vardır. Hayalle başlayıp olgunlaşan fikir projeye dönüştürülmediği sürece “cansız” demektir.
O bakımdan “Beni Fark Et” etkinlikleri ile hayallerini ve fikirlerini hayata geçirmek isteyen öğrencilere akıl hocalığı yapacak kişilerle yani uzman mentor ile çalışma şansı, malzeme desteği, çalışma ortamı desteği gibi onların ihtiyaçlarına göre farklı konularda yardımcı olunuyor. Neredeyse bütün yıl boyunca süren bir süreçten bahsediyoruz.
Ortaokul, lise ve üniversite düzeyinde eğitimlerine devam eden öğrencilerden gelen toplam 113 başvurunun her biri özenle incelemeye alınarak süreç başlatıldı. Fikir, proje ve girişim alanlarında yapılan bu ön başvurulardan uygun görülüp seçilen 71 başvuru, ikinci aşama olan “asıl başvuru” niteliğinde jüri değerlendirmesine geçmeye hak kazanmıştır. Benim de gönüllü olarak yer aldığım farklı sektörlerden 9 deneyimli, uzman ve yetkin üyenin katkı verdiği jürinin değerlendirmesi sonrasında seçilen 24 başvuru sahibi öğrenci “Beni Fark Et Eğitim Kampı” yararlanıcısı oldular. Bunların 4 tanesi ortaokul, 10 tanesi lise ve 10 tanesi de üniversite düzeyinde öğrencilere ait başvurulardı.
Kazanan adaylar, 28 Haziran - 02 Temmuz 2021 tarihleri arasında internet üzerinden çevrim içi olarak düzenlenen eğitim kampında benim de gönüllü olarak aralarında yer aldığım 17 eğitmen ile buluştular. Hedef grupların düzeyine ve çalışmalarına ışık tutacak, onları düşündürecek, yeni bilgiler edinecek biçimde farklı bakış açılarını yakalamalarına katkı verecek temalarda eğitim seminerleri planlanmıştı. Programın 02 Temmuz 2021 günü sabah oturumunda Küresel Akıl Derneğinden Aleyna Eyüpoğlu’nun yürütücülüğünde verdiğim “Hayallerin Varsa Yorulmaya Değer” konulu söyleşimde öğrencilere; fikrin oluşumu, proje tabanlı planlama, bilgi üretme, araştırma ve girişimcilik gibi temel bazı kavramlardan bahsettim. Sohbet tadında karşılıklı diyaloglar ile gerçekleşen çevrim içi buluşmada Albert Einstein, Marie Currie gibi öncü bilim insanlarından örnekler vererek hayallerinin peşinden koşan insanların büyük işleri nasıl başardıklarıyla ilgili düşüncelerimi paylaştım.
Proje kapsamında düzenlenen eğitim kampı etkinliğinden sonra 16 Ağustos 2021 itibarıyla daha deneyimli kişilerle buluşturulan gençlere, Aralık 2021'e kadar sürecek olan mentorluk programı desteği sunulmaktadır. Ödül almaya da hak kazanan motivasyonu böylesine yüksek olan öğrencilere, konusunda uzman ve tecrübeli kişilerin rehberliğinde çalışma imkânı ve ihtiyaçlarına yönelik malzeme desteği sağlamak çok önemlidir. Her kategori ve düzeyden (ortaokul, lise ve üniversite) öğrencilere ayrı ayrı yaklaşmak gerekiyor.
Uzun süreli bir projenin uygulanma süreci içerisinde koordinasyonun ve her aşamada gerekli işlerin özenli ve titiz bir çabayı gerektirdiği açıktır. Her bir aşamada yapılacak çalışmaların başarıyla yürütülmesi için alt çalışma gruplarının oluşturulması, iletişimin sağlanması, gerekli bilgilendirme ve tanışma için online toplantıların organize edilmesi zaman ve emek isteyen işlerdir. Bu çabayı ortaya koyan ve kendilerini uzaktan da olsa tanımaktan memnun olduğum Arınç Çiper Kaynar, Alper Elbirler, Aleyna Eyüpoğlu ve Derneğin Başkanı Burhan Şengün ile onların şahsında katkı veren herkesi tebrik ederim.
Gönüllü iş yapmayı seven insanlarla birlikte çalışmak insana ayrı bir haz veriyor. Hele de bu iş ülkenin ve insanlığın geleceğine katkı verecek gençlerin yetişmesine yönelik çalışmalar olunca bunun tadı daha bir başkadır.
Türkiye’de özel ilgi, rehberlik, danışmanlık, koçluk ve yönlendiricilik desteğine ihtiyacı olan pek çok genç ve çocuk bulunmaktadır. Bunlar geleceğe yön verebilecek ve belki sıçrama yaptıracak potansiyellere sahipler. Bu bakımdan yürütülen projenin çok önemli bir boyutu bulunduğunu düşünüyorum.
“Beni Fark Et” programına gönüllü katkı vermekten çok mutlu oldum. Öyle ümit ediyorum ki, gelecek yıllarda da devam etsin ve ülkede yaygınlaşsın, paydaş halkası da genişlesin. Hâlen böylesi çalışmalara çok ihtiyaç var. Kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra sivil toplum kuruluşlarının benzer çalışmaları yapması iyi olmaz mı ya da yapmakta olanlara destek olunsa; meselâ sponsorlar çoğalsa fena mı olur?