Aydıncık ilçesi, kökeni ve soyu ile tarih meraklılarının dikkatini çekiyor. Peki, Aydıncık hangi soydan geliyor ve tarihi kökeni nedir? İşte bu konuya dair detaylar...
Aydıncık’ın tam olarak ne zaman kurulduğuna dair kesin bilgi bulunmamakla birlikte, bölgedeki tarihi bulgular, ilçenin antik çağlardan beri önemli bir yerleşim yeri olduğunu göstermektedir. Ancak, Aydıncık’a dair yazılı kaynakların Zile Kütüphanesi’nde çıkan bir yangınla yok olduğu rivayet edilmektedir. Dolayısıyla, ilçenin ne zaman yerleşime açıldığı ve halkın tam olarak nereden geldiği konusunda net bir bilgi yoktur.
Bugün Aydıncık’ta yaşayanların büyük bir kısmının, 15. ve 16. yüzyıllarda Amasya, Sivas ve Kahramanmaraş bölgelerinden göç eden Türkmenler olduğu bilinmektedir. Ayrıca, Büyük Selçuklu Devleti döneminde İslam'ı yaymak amacıyla Horasan’dan Anadolu’ya gelen ve halk arasında tanınan bazı erenlerin bu bölgede yaşadıkları ve mezarlarının burada olduğu söylenmektedir. Asar Kayası'nda Esisarı ve Gölcük, Çalın Taşın önünde Çomak Dede, mezarlıkta ise Güldede evliyalarının bulunduğu rivayet edilir. Ayrıca, ünlü halk ozanı Karacaoğlan’ın da bu bölgede yaşadığı ve mezarının Karacaoğlan mevkiinde olduğu iddia edilmektedir.
İlçenin eski ismi "Mamure" olup, bu isimle yaklaşık 200 yıl boyunca bir nahiye olarak bilindiği ifade edilmektedir. Nahiyenin daha önce Eskiköy olarak anıldığı ve tam teşkilatlı bir yerleşim yeri olduğu belirtilmektedir. Eskiköy’de hem jandarma hem de polis teşkilatlarının kurulduğu, 1929 yılında iki katlı bir hükümet konağı inşa edildiği ve bu binanın 1950 yılında yıkıldığı bilinmektedir.
Eskiköy, zamanla Zile kazasından ayrılarak Yozgat vilayetine bağlanmıştır. Uzun yıllar Eskiköy ve Mamure olarak anılan bu yerleşim, 1958 yılında Aydıncık adını almış ve 1991 yılında ilçe statüsüne kavuşmuştur.