O bir bey oğlu idi.
Babası çapan zade Edip bey yıllarca Osmanlı Devletinin üst kademelerinde bulunmuş En son Meclisi Mebusan fesh edilince baba ocağı olan Yozgat’a dönmüşlerdi. Evlatlarını da devlet terbiyesi ile yetiştirmiş okutmuştu. 1920 yılına gelindiğinde Çapanoğulu ailesinin himayesinde yetişen bazı zavallılar, nefsine hâkim olamayarak oynadığı türlü oyunlar neticesinde sadece bu aileyi mahvetmekle kalmamış, Bozok yaylasını da yerle bir olmasına ve nice koç yiğitlerin darağacında can vermelerine sebep olmuşlardı. 
Çerkez Ethem ve adamlarının yaptığı zulüm ülkenin batısında yaşanan yunan mezaliminden farklı değildi. 
Tek suçları Osmanlı Devletine sadakat olan bu aile, bir anda devlet düşmanı gibi muamele görmüş, sözde Zile’deki isyancıları bertaraf etmek üzere Mustafa Kemal tarafından bölgeye gönderilen Kılıç Ali ve 1. Dönem Antep Mv Yasın Kutluğ, bir kaç fitnenin sözleri üzerine asıl görevlerini bırakıp Çapanoğlu ailelerinin evlerini çembere almak suretiyle askerlere verilen talimat neticesinde bu soylu aileye her türlü hakareti serbest etmişlerdi. 
Çapanoğulları kendi memleketlerinde kendi evlerinde olmadık hakaretlere maruz kalmışlardı.
Asıl görevleri milletin canını, malını ve namusunu korumakla görevlendirilen Türk evlatları Kılıç Ali ve Yasin Kutluğun emriyle keyfi davranışlar neticesinde hem Çapanoğulları ocağında hem de  Bozok yaylasında bir tufana sebep olmuşlardı. 
Her şey öylesine kısa zamanda olmuş ve bitmişti ki koca şehir viraneye dönmüş Adı gibi Edepli olan Edip bey ve oğlu Şekip çapanoğlu bir anda isyancı “Devlet düşmanı” konumuna düşmüş, yakalanarak Ankara’ya sevk edilmişlerdi.
Edip bey Ankara da ailesinden ayrılarak cepheye asker olarak sevk edildi. 
Aldığı eğitim sebebiyle yedek subay olarak Kurtuluş savaşında canı pahasına mücadele verdi. Gösterdiği kahramanlık neticesinde iki kez madalya ile şereflendirildi.
Topraklarımızdan son düşman askeri yok edilene kadar kahramanca mücadele etti. Terhis edililr edilmez memur olarak Antep ………… görevlendirildi. Cumhuriyetin kurulmasının hemen sonrasında TBMM tarafından alınan karar neticesinde 42 kişiye bizzat Mustafa Kemal Atatürk’ün kendi imzasını taşıyan bir belge ile madalya beratı verildi. Bu kırk iki kişi içerisinde Edip Çapanzade oğlu Şekip bey de vardı. Doksan yıldır gün yüzüne çıkmayan bu belge Çapanoğullarının masumiyet belgesidir. Kendi tarihimizi kulaktan duyma yalan yanlış söylentilerden öğrenmek yerine sanırım iyi araştırmamış gerekiyor. 
Günümüzde bile Cumhuriyet karşıtıymış gibi anlatılan Yozgat ve Çapanoğlu ailesi doksan yıldan beri susmuş bir nevi kabullenir hale gelmiştir. 
Şu gerçeği göz ardı eden bazı zavallılar birazcık tarih bilgisi var ise bu olaylar 1920 yılında yaşanmıştır. 
Cumhuriyet ise 1923 yılında ilan edilmiştir. Şimdi soruyorum size Çapanoğulları hangi devleti savunmuş hangisine karşı çıkmıştır.
Daha ilginç olanı ise Yine bu aileye mensup bir hanım kardeşimizle yaptığım sohbet esnasında şu sözleri oldukça kıymetlidir. “Benim ecdadım o zamanki Devletin yanında yer almışlardır, bugün Cumhuriyeti yıkmaya kalkan birileri çıksa ben kadın başımla en ön safta yerimi alacağımdan kimsenin şüphesi olmasın. Diyordu. 
Maalesef tarihimiz dondurulmuş doksan yıldan beri çözülmeyen buzlar içerisinde yok olup gidiyor. Er yada geç tüm gerçekler gün yüzüne çıkacak ancak seksen sekiz yıl boyunca kimilerine göre Yozgat kimilerine göre çapanoğulları isyanı olarak anılmaya devam edecek. 
Çapanoğlu Şekip beyin cephede gösterdiği üstün gayretler neticesinde Mustafa Kemal Atatürk tarafından kendi ıslak imzasıyla verdiği madalya beratı sözde tarihçilerin görmezden geldiği bu belgeyi siz değerli okurlarımın takdirine sunuyorum.
Fazla söze ne hacet 
Amacımız bir Rahmet
Mustafa Çapanoğlu, Yılmaz Göksoy, 
Halit Çapanoğlu, Abdulkadir Çapanoğlu