Bir şehrin en orta yerinde
Arkana bakmadan gittin,
Söyleyeceklerim vardı oysa…
Vebalim boynunda kaldı,
Parmak izlerin boynumda…
Umutlarımın katili çıktın
Hep yarım sevdin beni, 
Yarım bıraktın sevgimi…
Yetim saydın söylediklerimi, 
Ne zaman tam oldun ki?
Ciğeri beş para etmez sevgin, 
Yüreğimi üç kuruşa değişti.
Bir vebalı gibi terk edişin, 
Ayrılığın aşk kırımları oldu…
Ve adam bildiğim kara gözlüm, 
Yitiklerin içinde terk edişin
Tuzakları ömrüme pusu kurdu.
Neye meylettimse önce kurudu 
Sonra parmaklarım koptu…
İnci minci gözyaşlarım 
Parmak kadar oldu
Söyle mutlu musun? 
Söyle adam sandığım eşkıya,
Yürek hırsızı, beş para etmez sevgin
Yüreğimi üç kuruşa nasıl değişti?
Söyle! Söyle! Söyle! 
Adam mısın sen be?
Adam sanmıştım yürek hırsızı…
Seni adam saymıştım…
Taksim gözlerini dikti önce, 
Çakallar dişlerini geçirdi sonra
Etlerim acısa da söylemedim,
Dudaklarıma kan otursa da,
Kalmışlığım, bir başınalığım
Beyoğlun’dan duyulsa da ölmedim… 
Umutlarım boğazın sularına kapılsa da
Atlamadım, boğulmadım, boğmadım
Sadece çıldırmışçasına bağırdım,
 “Seni adam sanmıştım be, 
Seni adam saymıştım…”
Babam
Senden sonra ne yaparım?
Bilemiyorum…
Hangi adam? 
Senin kadar beni sever?
Hangi gözyaşı? 
Gözyaşların kadar
Ve hangi el, 
Senin kadar 
Temiz olur? 
Bilemiyorum…
Yokluğuna durduğumda 
Canım yanar,
Istırabım kat be kat artar,
Acımı susturamam, 
Azalırım azar azar
Kalbim, kanar ha! Kanar, 
Durduramam…
Sensiz nefes alamam, 
Bir şey yapamam,
Kimsesiz kalırım, 
Hiçbir yere sığamam…
Gidersen bir gün sen, 
Eksilirim,
Dağlarım yıkılır, 
Dallarım kırılır,
Yapraklarım dökülür,
Hatıralarında, 
Kalanlarında 
Ezilirim,
Dokunduğun her şey 
Bende büyür,
Nefesim kesilir, 
Umutlarım ölür…
Sen benim döküldüğüm denizsin,
An be an çözüldüğüm düğümsün, 
Göğsünden söküldüğüm ilmeksin,
Sensizlik kördüğüm, ölümümsün…