Ülkenin son haftalardaki en önemli gündem maddelerinden birisini 89 üniversiteden 1128 akademisyenin imzaladığı ve kamuoyu ile paylaştığı bildiri oluşturuyor. 
Kendilerine kim “aydın” dedi bilmiyorum ama dünyada “aydın” olmak bu kadar ucuz değil. 
Aydın olmak için öncelikle insani erdemleri taşımak gerekir. 
Daha sonra bilimin aydınlığına erişmek lazımdır. 
Vicdan sahibi olmak zorunludur. 
Tarafsız, önyargısız, bilgili olmak gerekir.  
Devlet düşmanlığını ve özellikle de Türkiye Cumhuriyeti düşmanlığını saplantı haline getiren insanların aydın unvanını hak etmeleri olanaksızdır. 
Şimdi sinirlerimize hakim olmaya çalışarak şu sözlere bakalım;
Neymiş efendim, Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesi isteniyormuş.
Yine müzakere koşullarının hazırlanmasını ve kalıcı bir barış için çözüm yollarının kurulmasını istiyorlarmış. 
Akıl ve izandan yoksun olan bu tipler,  devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesini, sokağa çıkma yasaklarının kaldırılmasını, gerçekleşen insan hakları ihlallerinin sorumlularının tespit edilerek cezalandırılmasını, yasağın uygulandığı yerde yaşayan vatandaşların uğradığı maddi ve manevi zararların tespit edilerek tazmin edilmesini, bu amaçla ulusal ve uluslararası bağımsız gözlemcilerin yıkım bölgelerinde giriş, gözlem ve raporlama yapmasına izin verilmesini talep ediyoruz diyorlar. 
Tamamen yalan, gerçek dışı, düşmanca, haince dile getirilen bu sözlerin, insan haklarını, çocuk haklarını, eğitim hakkını, yaşam hakkını ve daha sayamayacağımız tüm hakları ihlal eden terör örgütü PKK’ya açık bir destek olduğunu kimse inkar edemez. 
Ancak tüm bu yanlışlıklar içerisinde sanırım bir kişiye, bir bilim adamına  daha kızmamız gerekiyor. 
Benzer yaklaşım hataları ile çözüm süreci politikalarının mimarlarını da unutmayalım. 
Üstelik sadece söylemde değil günlük hayata yansıyan uygulamaları da yapanları. 
Örneğin Prof.Dr. Beşir ATALAY gibi.