GÜNLÜK tüketim maddeleri arasında yerini alan doğalgaza geçtiğimiz ay içerisinde toplamda yüzde 32 zam, kimilerine göre ise fiyat ayarlaması yapılınca, sosyal medya hesapları neredeyse patlama noktasına geldi. Söylemler muhtelif. Sonuç yüzde 32 zam...
Elektrik faturalarına yansıyan 9 farklı kalemde alınan ücretleri kendimize dert etmiyoruz. 'Neye karşılık bunu alıyorsunuz!' deme ihtiyacı duymuyoruz. Bir gece yapılan benzin zammının, bir süre sonra binde biri oranında indirimini günlerce konuşuyoruz. 'Elektrik kesme/bağlama ücreti' adı altında, faturanıza yansıyan bedeli, 'benim elektriğim kesilmedi, zamanında ödemediğim faturanın gecikme bedelini de ödedim' demeyip, kabul ediyoruz. Sonra da çıkıp, kimilerine göre 'düzenleme!' kimilerine göre 'zam' konusunda, kendi aramızda tartışıp, duygularımızı tatmin etmekten ötesine geçemiyoruz. Bu kafayla geçme şansımız da bulunmuyor...
Girdi maliyetlerindeki artışa bağlı olarak fiyatların güncellenmesi gerekir. Aksi takdirde zarar edilir. Bunun adına 'güncelleme' veya 'fiyat ayarlaması' diyebiliriz. Ama ortada girdi maliyetlerini artırıcı bir neden yokken, yapılan diğer güncellemelerde, örneğin çalışanın ücretlerini yüzde 4 oranındaki artışla güncelleyip, 'zam yaptık(!)' denilirken, doğalgaz gibi diğer tüketim maddelerinin ücretlerini yüzde 30'ların üzerinde güncellenmesine 'zam' bile denilmez. Resmen, hak edilmeden elde edilen kazançtır. Diğer adını siz söyleyin, susmayın!... 
Yani!.. Bizler, yapılan zamların 'nedenini' sorgulamak yerine, 'bir gecede zam yapıldı' söylemine, 'zam yapılmadı, fiyat güncellemesi yapıldı' veya başka anlamlar yükleyerek tartıştığımız süre içerisinde ücretlere zam bile yapılmadan, günlük tüketim maddelerinde yüzde 50 artış bile normal olur...