Yarışmacıların sayısı üçe düştü. Muhtar Salif yeni yarışma için toplanan kalabalığın arasında elinde bir kâğıt, ağzında düdükle geldi. Kalabalığın gürültüsünü kesmek için düdüğünü öttürdü. Herkes sustu ve televizyon kameraları ona yöneldi.
Muhtar, iyice bitkin düşen yarışmacıların huzuruna gelerek durdu. 
Çinikler ve seklemler önceden hazırlandı. Muhtar;
“Böon aşam gadın yarışmacılardan biri gidici. Evelki yarışmada dohunulmaz seçildi. Badah Adem yarışmayı gaybetse bilem elenmiyecek. Bunu hepiniz biliyonuz. Adam çalışdı. Siz de gordünüz gasnahları galdırıp galdırıp koteledi. Nirdeyse bizim evin tüm gış yahacânı yapdı. Ula Badah Adem, sufatında meymenet yoh emme, halelin var. Gormedi belleme, iy çalışdın, ter şipir şipir gotünden ahıyodu.  
Böonkü yarışmada SEMESE’ler gelinci avratlardan birini salacığıh. Hayırlısı bahıyım. Yarım saat yarışacânız. Gayli yimek sınırlaması yoh. Gonünüz neyi çekiyosa kaada yazıp virin. Ayrıyeten aşam gazanana gavurga da Haceli’nin ikramı. Şindi düdük ötdürücü yarış başlıyacak.” deyip düdüğünü iki kez öttürdü.
Sekleme buğday goyup herkile dokme yarışı:
Kâğıtlara yazılan yemek listesi alındı. Kadın yarışmacılar hızla yarışmaya koyuldu. Badah Adem işi ağırdan alıyordu. Çünkü dokunulmazdı. Haceli’nin ikiza onu kendine getirdi.
“Ula Badah, Haceli’nin gavurgasını yimeden koyden gidersen tu yüzune!” deyince Adem hızla seklemleri doldurup herkile dökmeye başladı. 
Yarışmayı yine damdan seyreden Memiş, Neriman’ın geride kaldığını görünce;
“Gız kolesi olduğum, ecik evdir, evdir…” diye bağırıyor, sonra da ümidini yitirip dudaklarını sıkarak;
“Ah, ah! Şindi ben olacam ki, Adem’i bilem sekleme basardım. Ah Mıhdar ah!” diye kahrediyordu. Onun sesini duyan arkadaşı Halis;
“Şo ne anırıp duruyo la dambaşında!” diye gülüyordu. 
“Ha şöyle! Emmin kolen olsun!” diyen Haceli’nin gayreti Adem’i terletti.
Köy kadınlarının Bostan Güzeli Neriman ve Manken Ayşe’yi gayretlendirme çabaları Adem’i etkilemiyordu. Yarışma sonlanmak üzereydi. Yemek yeme yarışını yine Adem kazandı. Neriman ikinci, Ayşe, sonuncu oldu.
“Gız töremiyesiceler. Yimiye gelinci herkeşden önce hapana çöküyonuz, çalışmıya gelinci Kirlinin Âmedin oküzleri gibi uyuzlanıyonuz. Nodullamak bile hayretmez size.” diye öfkesini dile getirdi Gulperi Gadın.
Akşam ateşin başına toplanmıştı yarışmacılar. Muhtar noterden gelen SMS zarfını açmadan yarışma alanına geldi. 
Kadın yarışmacılar yerinde duramıyor, heyecanlarını gizleyemiyorlardı.
Muhtar onlara baktı. 
“Ee, ne diyek az sona biriniz gidecek. Emme, sade gazanana vireciğidik ya şindi hepinize gavurga virecekler, onu iyce bi yiyin de ondan kelli kaadı ohuyum size.”
İkramlar yapıldı. Yarışmacılar gavurgayı avuçlayarak yiyordu. 
“Bizim çerezimiz şeherin çerezine benzemez. Yidikce yiyesi gelir adamın.” diyordu Haceli. Muhtar;
“Şindi…” deyip biraz duraksadıktan sonra zarfı açtı.
“Biz gelen yarışmacıları koylüden biri gibi gordük. Öte git, beri git demedik. Bunun da bi birincisi çıhacah helbet. Onun içün ohumahda bi zeval gormüyom. Manken Anşe, senin de yiyecân buruyacaymış. Elendin. Oy virenler öyle diyo! Bizim elimizde heç bi şiy yoh. Ecik giyimini guşamını düzeldirsen senden iy bi koy avradı olurdu ya, neyise! Gayretliydin emme SEMESE’ye oy virenler bize onu salın didi. Aha kaadı da burda. Sen böon Gulperi Gadın’ın misafiri ol. Zabah Sarı Veli seni vesayite bindirir.” demesiyle Manken Ayşe’nin ağlaması bir oldu.
“Bu işin sonunda bi vanıldıyan duyuncu depemin tası atıyo. Dört diyonuz dohuz diyonuz la! Gızım, ya senden evel gidenler noorsünler. Onnar ana guzusu dağal mi? Töbe tebe! Alın gotürün şunu yamacımdan, adamı dinden imandan çıharır bunnar.” diye hiddetlenen Muhtar döndüğü gibi odasının yolunu tuttu.