YOZGAT Türkülerini bazı sanatçıların, 'anonim' adı altında kasetlerine almaları üzerine 2001 yılında harekete geçen Yozgat İl Kültür Müdürlüğü, TRT arşivinden 71 Yozgat Türküsünün bulunduğunu belirledi. Ses sanatçıları Kubat, Zeynep, Çıtır Kızlar ve Sevcan Orhan tarafından Yozgat türkülerini ‘anonim’ olarak seslendirip, kasetlerine almaları üzerine harekete geçen Yozgat İl Kültür Müdürlüğü, TRT tarafından tescili yapılan eserin peşine düştü. İl Kültür Müdürü Salime Doğan, Kültür Bakanlığı Hukuk Bürosu'na başvuruda bulunarak, telif hakları yasasına göre Yozgat türkülerini anonim olarak okuyan sanatçılar hakkında yasal işlem yapılmasını istediklerini söyledi.
Nida Tüfekçi, Muzaffer Sarısözen, Ahmet Yamacı, Yücel Paşmakçı, İsmail Akyol, Mustafa Özgül, Soner Özbilen ve İclal Akkaplan tarafından derlemesi yapılan 71 türkünün Yozgat’a ait olduğu TRT tarafından tescili yapıldığı belirlendi.
Belgeleri bir üst yazı ile Bakanlık hukuk müşavirliğine gönderen Yozgat İl Kültür Müdürü Salime Doğan, “Yozgat Belediyesi de bizden talepte bulundu. Resmi kurum olmamız nedeniyle bizim yargı yolumuz kapalı. Bakanlığımızdan gelecek yanıt doğrultusunda Yozgat Belediyesi Yozgat Türkülerinin anonim olarak okuyan sanatçılar hakkında yargıya başvuruda bulunacak” dedi.
Kültür Bakanlığı Hukuk Müşavirliğinin, telif hakları yasasına göre belirteceği görüş doğrultusunda Yozgat Belediyesi, TRT tarafından Yozgat Türküsü olarak tescilleri yapılan 71 türküden ‘Ziyam’ adlı Yozgat türküsünü kasetine anonim olarak alan Zeynep,Burçak Tarlası’ adlı türküyü kasetine alan Çıtır Kızlar,  ‘Aynalı Körük’ adlı türküyü okuyan Sevcan Orhan ve ‘Ham Meyve’ adlı türküyü seslendiren Kubat hakkında yargıya başvuracak.
Yozgat Belediye Başkanı Mehmet Erdemir, amaçlarının sanatçıların kasetlerine aldıkları yöresel türküleri kasetlerine alırken, hangi yöreye ait olduğunu da belirtmelerini sağlamak olduğunu söyledi. Erdemir,Kültür Bakanlığı Hukuk Müşavirliğinin görüşü doğrultusunda yetkili mahkemeye başvuruda bulunup, maddi ve manevi sembolik bir tazminat talebinde bulunacağız” diye konuştu.

 
TARİHİMİZ AYDINLANIYOR

Anadolu Medeniyetleri Yozgat’ta 1993 yılından itibaren başlatılan yüzey araştırması ve kazı çalışmalarıyla gün yüzüne çıkartılıyor. Yozgat İl Kültür Müdürü Salime Doğan, Yozgat’taki tarihi özelliği bulunan alanlarda geçmiş yıllarda başlatılan yüzey araştırması ve kazı çalışmalarının devam edeceğini söyledi. Yabancılar tarafından sürdürülen çalışmaların Haziran ayı içerisinde başlayabileceği bildirildi.
Kerkenez, Alişar ve Büyük Nefes’deki yüzey araştırması ve kazı çalışmaları ile bölgede yaşayan medeniyetlerin bulgularına rastlanıldığını vurgulayan İl Kültür Müdürü Salime Doğan, Geoffrey-Françoise Summers çifti başkanlığındaki ekip tarafından 1993 yılında başlatılan Kerkenes harabelerindeki yüzey araştırmalarının tamamlanıp, kısmi deneme kazılarına 1996 yılında başlandığını söyledi.  Doğan,İlimiz Sorgun İlçesi Şah Muratlı Köyü sınırları içerisinde kalan Kerkenes Harabelerinin M.Ö. 6. Yüzyılda Med’ler tarafından inşa edildiği tahmin edilmektedir” dedi.
Yapılan kazılarda elde edilen bulgularla bölgenin  'Pteria Antik Kenti'olduğunu kanaatine varıldığını da kaydeden Doğan, şu bilgileri verdi:
Tarihçi Heredot’a göre burada inşa edilmiş olan kentin antik adı Pteria’dır. Pteria antik kenti 7.5 km uzunluğunda bir sur içerisindedir. Burada çeşitli mimari yapılar bulunmaktadır. Med’ler tarafından inşa edilen Pteria antik kenti Anadolu platosundaki en büyük demir çağı yerleşimidir. 1993-1995 yıllarında yapılan yüzey araştırmalarından sonra 1996 yılında başlatılan kazı çalışmalarıyla tarihi gerçekler yavaş yavaş ortaya çıkarılmaya başlanmıştır. Kazı çalışmaları esnasında mimari buluntuların yanında küçük eserler de ortaya çıkarılmış ve bu buluntular arasında bulunan Fil Dişi mobilya süsleme parçası Pteria’lıların gelişmiş sanat değerlerini ve zevklerini göstermektedir.
Yozgat’ın Büyük Nefes Köyünde bulunan höyükte 1995 yılında başlayan yüzey araştırmaların Karl Strubel başkanlığındaki ekip tarafından sürdürüldüğünü belirten İl Kültür Müdürü Salime Doğan, bölgenin  Galatların bir kolu olan Trokmilerin baş kenti Tavium Antik Kenti olduğunu söyledi.  Bölgeyi Hititler ve Firikler’in de iskan alanı olarak kullandığına dikkat çeken Doğan,  “Ancak, hali hazırdaki durum ile Büyük Nefes Köyünün Galatlar Devrinde en yaygın iskanı gördüğü ve en parlak dönemini yaşadığı belirlenmiştir. Bir ticaret merkezi olan Tavium Antik Kentinde Tiyatro, Arkopol ve Nekropol ile Zeus’un Bronzdan heykellerin bulunduğu araştırma ve yazılı kaynaklardan bilinmektedir” diye konuştu.
Yozgat’ın Alişar Köyünde bulunan 520 metre uzunluğunda, 950 metre genişliğindeki höyükte Ronald Gory başkanlığındaki ekibin 1995 yılında başlattığı yüzey araştırmasına bu yıl da devam edilecek. Tarih öncesi çağlara ait önemli bir yerleşim bölgesi olan höyüğün, eski kültürlerin birbirine akış ve geçişini simgelediğine işaret eden Doğan, şöyle konuştu:
Kalkolotik Çağ Köy kültürü olan bu höyük düz damlı, tek odalı, dört köşeli evlerden oluşan bir şehir hüviyetindedir. Evler kerpiç ve çamur parçalarının birbiri üstüne konularak yapılmasından oluşmuştur. Beş kültür çağına ayrılan Alişar Höyüğünde yapılan yüzey araştırmalarında bu dönem insanlarının Altın, Gümüş ve Kurşunu kullandıkları ortaya çıkmıştır. Siyah, gri, kırmızı renkli çanak ve çömlek, süslü mühürler, iyi işlenmiş taş ve kemikler, insan ve hayvan figürleri burada yaşayan insanların kullandıkları uygarlık örnekleridir. Alişar Dördüncü kültür çağında Hitit’lerin egemenliğindedir. Bu çağda büyük bir yerleşim yeri olup ve bu dönemde bir sur ile güçlendirilmiş kale kapıları ve yer altı yolları yapılmıştır. Ancak, en parlak çağını Firik’lerin egemen olduğu beşinci kültür çağında yaşayan Alişar geçmişteki bütün varlıklar gibi sona ermiştir. Alişar Höyüğünde bulunan tarihi eserler Ankara Etnoğrafya Müzesinde sergilenmektedir.”

TARİH YANDI

Yozgat’ta 1978 yılında tescili yapılan 68 Tarihi binadan biri olan Candanlar Konağı, henüz belirlenemeyen nedenden dolayı 2001 yılında çıkan yangında kül olup çöktü.  Osman ve İsmet Candan kardeşlere ait olan ve 1933 yılında yapıldığı bildirilen İstanbulluoğlu Mahallesindeki Candanlar Konağı’ında çıkan yangın, binanın ahşap olması sebebiyle kısa sürede yayıldı. İtfaiye ekipleri yangını kontrol altına almak için uğraş verirken, önce çatısı, daha sonra da ön cephesi çöktü. Yangın kontrol altına alındıktan sonra, yapının çökme ihtimali göz önünde bulundurularak belediye tarafından tamamen yıkıldı. Kültür Bakanlığı tarafından 1978 yılında tarihi eser olarak tescili yapılan ve koruma altına alınan 68 binadan biri olan Candanlar Konağı, diğer koruma altında bulunan yapılar gibi kaderiyle terkedilmişti. Geçtiğimiz yıl Aralık ayında da yangına maruz kalan konağın, zaman zaman sokak çocukları tarafından kullanıldığı belirtildi.

KAÇAK KAZIYA SUÇÜSTÜ

2001 yılında Kadışehri ilçesi Çamsaray köyünde bulunan höyükte kaçak kazı yapan 7 kişi suçüstü yakalandı. İhbarı değerlendiren Jandarma ekipleri, yaptıkları operasyonda Cemal A. (58), Ali H. (20), Kalender K. (33), Ahmet K. (32), Battal K. (35), Hanifi K. (31) ve Rahmi A. (46) isimli şahısları kazı yaparken yakaladı. Gözaltına alınan 7 kişinin, höyükten çıkardıkları alüminyum yüzük, tunç yüzük, bakır yüzük ve altın yüzüğe el konuldu.