Vakti ve saati gelince sararacak ve dalından düşecektir sonbahar yaprakları.
Baharda yeşerdiği gibi, sonbaharda sararacak, kızıllaşacak ve aslına dönecektir.
Sonbahar yaprakları esen hafif bir rüzgarla dalından kopar ansızın.
Bir Türk büyüğünün de söylediği gibi, artık onun akıbetini ve yönünü rüzgar tayin edecektir.
Sonbahar yaprakları dalından kopsun ama yere düşmesin…
Rüzgar, sonbahar yapraklarını bir o yana bir bu yana savurmasın.
Sonra yürüdüğümüz yolları kaplamasın onca sararmış yaprak.
Görmeyelim o yaprakları…
Ne kaldırımlarımızı kaplasın, ne yollarımızı…
Ne de baharın gölgesinde oturduğumuz ağaç dallarının dibine dökülüversin.
***
Sonbahar yapraklarıyla ilgili bu düşünceler bana mı aittir?
Tabi ki hayır!
Ben isterim ki, yürüdüğüm yolları ve kaldırımları yazın renkli çiçek ve böcekler bürüsün.
Vakti gelince önümde savrulsun sararan ve kuruyan yapraklar.
Doğum ile ölümü hatırlayayım.
Varoluş ve öze dönüşü unutmayayım…
Toplum olarak öyle bir noktaya geldik ki artık sonbahar yapraklarına dahi tahammülümüz yok.
Oysa ‘kaldırımlar’ ile dertleşen bir neslin devamıydık.
Oysa ‘kara toprak’ ile dost olanların evladıydık.
Şimdi ise kurumuş yaprakları dahi istemiyoruz yaşam alanımızda…
***
Konu nereden çıktı? Diyenleriniz olabilir.
Derdim entel kokulu bir yazı karalamak değil elbet.
Dün Yozgat Belediyesi’nin Temizlik İşleri Müdürlüğü’ne bir şikayet gelmiş.
Dikkatimi çekti.
Vatandaş, belediyeye sonbahar yapraklarının fotoğraflarını çekip göndermiş.
Fotoğrafların altına ise şikayetini yazmış!
Süpürülmeyen bu yapraklar kaldırım ve yolları örtüyormuş!
Araçların hareket kabiliyetini engelliyormuş!
Göndermiş olduğu sonbahar yapraklı kaldırım ve yol fotoğraflarının estetiği dikkatimi çekti.
Ne kadar güzel uyum sağlamıştı yapraklar ve yollar.
Beton yığınlarına ayrı bir estetik ve güzellik katmış solgun yapraklar.
Tabi fotoğrafı çeken bu güzelliğin farkında bile değil.
***
Yazının başında bunu anlatmak istemiştim.
Çevremize, betonlaşan beyinlerimiz ve taşlaşan yüreğimizle bakıyoruz artık.
Bir sokak kedisi ve köpeğine yerimiz yok.
Sonbahar yaprakları bile artık bizi rahatsız ediyor.
O halde…
Süpürün, tek bir parça yaprak dahi kalmasın.
Süpürün, yerde sararmış yaprak, gökte beyaz bulut olmasın…
Selametle…
DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN
*FETÖ’nün elinden alınıp, Atatürk’ü anma programının düzenlendiği, milletin okulunu.
*Bir 10 Kasım’da aramızdan ayrılan büyük mütefekkir ve fikir adamı Osman Yüksel Serdengeçti’yi.
*Her hafta anlamlı konferanslarıyla gençlere ışık olan eğitim ve yardım derneğini.