SOSYAL medyada yer alan “Yerli otomobil Yozgat’ta üretilsin” paylaşımlarına sizler de dikkat etmişsinizdir.
Yozgat için bir temenni, beklenti…
Bana göre ise hayalden öte bir şey değil!
Neden mi?..
Öncelikle somut bir adım atılmıyor ve konu neredeyse sadece sosyal medya üzerinden konuşuluyor.
Somut adım diyorum…
Kütahya’da yine sosyal medya üzerinden başlatılan bir kampanya sonucunda somut adımlar atılıyor ve yerli otomobilin Kütahya'da üretilmesi için başlatılan kampanyaya, 3 saatte yaklaşık 4 bin kişinin imza atıyor.
Bilecik’te Belediye Başkanı Selim Yağcı, tüm onayları alınan Bursa karayolundaki 6 bin dönümlük sanayi bölgesinin yerli otomobilin üretim merkezi olabileceğini açıklıyor ve yer gösteriyor.
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, “Afyonkarahisar'da her şey var. Yolların kavşak noktası, burada teşvikler var. En önemlisi yer. Yerimiz de var” diyor ve memleketi Afyon’u işaret ediyor.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun öncülüğünde bir araya gelen İzmir iş dünyası, otomobil fabrikasının İzmir’e yapılması için “Biz Hazırız” sloganı ile harekete geçip lobi faaliyetlerine başlıyor.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü de, yerli otomobil üretimi konusunda büyük yol aldıklarını açıklıyor ve Kocaeli, Aksaray, Sakarya, Kayseri gibi şehirlerin milli otomobilin üretim üssü olmak için çaba harcadığını söylüyor…
Bakan Özlü “Çaba harcadığını…” diyor, işte buraya odaklanalım. 
İsmi geçen diğer şehirlerin büyüklüğünden koktuğum için “Yerli otomobil Yozgat’ta üretilsin” çağrısının bir hayalden ibaret olduğunu söylemiyorum.
Çaba harcamadığımız için, somut adımlar atmadığımız için böylesine büyük projelerde Yozgat’ın ismi telaffuz edilmiyor. Yozgat’ın siyasi gücü birçok şehirden çok daha fazla ama lobi faaliyetleri sürdüremiyoruz.
Ankara’da çok güçlüyüz ama bu gücü kullanamıyoruz.
Siyasette ve bürokraside bu ülkeye hizmet eden, ismini bildiğimiz-bilmediğimiz çok sayıda Yozgatlı var ama bunlardan yeteri kadar faydalanamıyoruz.
Yazımın başında diğer şehirlerden örnekler verdim.
Kimi şehrin başkanı, kimin bakanı açıklama yapıyor. Adeta yarış halindeler.
O şehirlerin başkanına da bakanına da bu açıklamaları yaptıranlar, bulundukları şehirlerin bürokratları, sivil toplum örgütleri, basın-yayın kuruluşları, sanayicileri, işadamları, esnafı, işçisi, memuru…
Peki, bizde nasıl oluyor?
Yozgat için bir konu hakkında tam organize olalım diyoruz, kursağımızda kalıyor.
Sivil toplum örgütleri adım atıyor, bürokrasi sessiz kalıyor. Basın kuruluşları adım atıyor, sanayiciler destek vermiyor. Esnaf istiyor, siyasetçi duymuyor…
Yani bizde hep bir şeyler eksik kalıyor.
Mesele yerli otomobil değil.
Yerli otomobil fabrikası gündemde olduğu için onu örnek verdim.
Zaten Yozgat’ın lojistik altyapısı bu fabrika için yetersiz. Bunun ben de farkındayım.
Kamu veya kamu-özel ortaklığıyla yapılan tüm büyük yatırımlar için aynı hatayı yapıyoruz.
Organize olamıyoruz.
Yekvücut olamıyoruz.
O yüzden Yozgat için talepler hep havada kalıyor.
Yozgat da lafta kalıyor…