GEÇENLERDE Yozgat insanı acaba sosyal medyayı nasıl kullanıyor diye bir merak sardı benliğimi. Hemen başladım sosyal medyada dolaşmaya. Şaşırıp kaldım. Aman Tanrı’m, espri dolu, ince zekâya dayalı öyle çok paylaşım vardı ki!.. Yozgatça söyleşiler mi, fıkralar mı, duvar yazıları mı, ne ararsanız işte karşımdaydı.
Yozgatlı tertemiz bir yüreğe sahiptir. Çocuksu bir saflık içindedir. Sevecendir. Saygılıdır. Hazırcevaptır. Hoş sohbettir. Düşünce ve duygularını o sıcak yöresel ağzıyla dışa yansıtır. Güler, güldürür. Uysal bir kişiliği vardır,  ancak yeri gelince de aslan kesilmeyi bilir. Kısacası adam gibi adamdır Yozgat insanı.
Aşağıda Yozgatlıların söz konusu özelliklerini yansıtan birtakım sosyal medya paylaşımlarını sunuyorum sizlere.
***
İşte Yozgat’la ilgili birkaç fıkra:
Dolmuşta bir bayan,
Şoför bey, uygun bir yerde inebilir miyim, demiş.
Şoför yanıt vermiş:
-Ne yalvarıyon abla? Alen de alenek.
***
Komutan bir gün askerlere bir soru sormuş:
Bana “g” harfiyle başlayan üç hayvan adı söyleyin.
Askerlerden biri,
Geyik, demiş.
Bir diğeri,
Goril, demiş.
Üçüncüyü bir türlü bulamamışlar. Orada bulunan Yozgatlı bir asker çıkıp demiş ki:
Bundan kolay ne var komutanım? Hemen üçünü birden sayayım: gurt, goyun, geçi.
***
Öğretmen sınıfta sınav yapıyormuş. Çocuğun birine sormuş:
Oğlum, senin niye silgin yok?
Çocuk yanıt vermiş:
Hocam, biz Yozgatlıyıh. Bizde yanlış olmaz.
***
Yozgatlıya sormuşlar:
Siz niye soruya soruyla karşılık veriyorsunuz?
Yozgatlı yanıtlamış:
Nöracaan?..
***
Yozgatlıya demişler ki:
Soğuk havayla ilgili bir değerlendirme yapar mısınız?
Yozgatlı,
 ―Tabi, demiş: 
-10 Hava soğuk.
-20: İyi soğuk.
-30: Anöö, anayın babayın aşını içiyim; bu naadder soğuk la?..
***
Yozgat’ta bir köylü kadın, çocuğunu da yanına alarak çalışmak için tarlaya gitmiş. Çocuk bir süre sonra acıkmış, annesi de ona bir parça ekmeği süt dolu kaba bandırıp vermiş. O sırada bir yılan sütün kokusunu almış. Çocuk, yılana fark etmiş; ama korkmamış. Yılan kaptaki sütü içerken çocuk elindeki kaşıkla kafasına bir tane geçirmiş:
Ekmaaanen ye, ekmaanen, demiş.
***
Şimdi de Yozgatlılardan ilginç deyişler:
Dört dil bilsen neye yarar, Yozgatlı olup da bi, “Nörüyon?” diyemedikten sonra?.. 
***
Aşk dediğin Yozgat’ın yol çalışması gibi olacak, hiç bitmeyecek.
***
Yozgat, “Deh demeden yürüyen at, buyurmadan iş dutan evlat, bi de gozel oldu mu avrat; nörecaan duğunü, gir, oyna; çıh, oyna.” diyenlerin memleketidir.
***
Altı yaşındaki bir Yozgat çocuğu annesine diyor ki: 
Hem vuruyon, hem ağlama diyon gı!..
***
Yozgat’ta bir köydeki berber dükkânının tabelasında ne yazıyormuş biliyor musunuz?
Diş çekilir, sünnet yapılır, nal çahılır.
***
Kaçak kazı yaparken yakalanan bir Yozgatlı demiş ki:
Ferhat dağları delerken aşk, biz delinci suç oluyo heri.
***
Vay efendim, Yozgat çoh soğuhmuş. Nörek, Çamlık’a zoba mı gurak?..
***
Yozgat’ta doktorlar aşağıdaki hastalıkların ne olduğu anlayamıyorlarmış: 
Pöçüğüm batıyo.
Yaarnım ağrıyo.
Sırtım gicişiyor.
―Bugünlerde culuzum düşük
.
***
Yozgatlı karı-koca konuşuyorlar:
―Avrat, bu yıl da oğlanı everemedik. Nörecik bilmiyom ki?..
―Nörek herif? Sıracalılar gızlarını vermiyolar ki…

***
İstanbullucadan Yozgatlıcaya birkaç çeviri yapmışlar: 
― Sanki beni hiç önemsemiyorsun.
― Ellaam beni heç masimiyon.
― Benimle inatlaşıyor musun?
― Benim kercime mi gidiyon?
― Canım kardeşim, ne yapıyorsun?
― Vıy kele bacım, nörüyon?
― Söylüyorsun, söylüyorsun, söylemedim diyorsun.
― Diyon, diyon, dimedim diyon.
― Geçen gün ne yapıyordun?
― Ötoğon nörüyodun?
― Mantı var, yer misin?
― Mantı var, yin mi?

***
Eee, oldu olacak bir de Yozgatlıca üniversite sınav sorusu sunayım:
Anyaşnan gardaşı İrbaam, goca bir ilaane su doldurup oynuyolar. Birinci musluh ilaani 3 dakkada, ikinci musluh 5 dakkada dolduruyo. Anyaşnan İrbaam musluhları aç gapa yaparlarsa ilaan gaç dakkada dolar?
A) Ne biliyim, dolar zaar.
B) 10-15 dakkayı bulur ellaam.
C) İlaan daşar.
D) İlaan yarınaca zor dolar.
E) Anaları, “Suynan oynamayın.
” diye ikisini de düver.
Bozok Yaylası’nın güzel insanlarına gönüller dolusu selam olsun!..