YAZI başlığını oluştururken çok düşündüm, çünkü çok önemli şahsiyetlerin yer aldığı her birini anlatmak için yüzlerce sayfalık konu içeriği mevcut.
Türk Basın Tarihine ışık tutmadan önce bir müjdeyi değerli okurlarımla paylaşmak isterim.
Bozok Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencileri tarafından “Genç Basın” adı ile aylık bir gazete çıkarılacağı haberini alınca çok sevindim, bu sevincimi siz değerli okurlarımla paylaşmak istedim. Gazetecilik bölümü öğrencilerinden birkaç arkadaşla tanışma fırsatım oldu, gazetecilik bölümünün birinci sınıfında olmalarına rağmen gazete çıkarmaya yeltenmek büyük cesaret ister. Bu kardeşlerimizin gözlerindeki ışık Yozgat ve Türkiye’yi aydınlatacağı kanaatindeyim. Gazetenin ilk sayısını sabırsızlıkla bekleyeceğim. Çünkü bu toprakların suyunda toprağında her şeyden de öte mayasında Gazetecilik var.
Bana 'Yozgatlıların en iyi yaptığı iş nedir?' diye sorarsanız, 'Gazetecilik' derim. Tesadüfî değildir Tercüman-ı Ahval’in Yozgatlı Çapanoğlu Agah Efendi tarafından tasarlanıp tüm yasaklara ve zorluklara rağmen Osmanlı Devleti sınırları içerisinde ilk Türkçe gazeteyi kendi imkanlarıyla yayın hayatına geçirmesi ve basın tarihimizin mihenk taşı olması.
Bugün Türk Basın Tarihinin miladı olarak dünya kayıtlarına girmiştir. Agâh Efendi hakkında daha önce “Gazeteciliğin 150 yılında Çapanzade Ağah efendi” başlığıyla kaleme aldığım yazımı internette bulabilirsiniz.

YOZGAD GAZETESİ;

1910 Yılında YOZGAD adı ile haftalık yayın yapan, İmtiyaz sahibi ve mesul Müdürlüğünü Mehmed Sadık Beyin yatığı gazete, Temmuz 1921 yılında YENİ YOZGAD adı ile devam etmiştir.
Basın tarihine damga vuran bir diğer değerimiz ise Mehmet Avni DOĞAN Beydir. Mondros Mütarekesi Antlaşması sonrasında Adana ilimizin Fransızlar tarafından işgal edilmesinin ardından üzerindeki asker kıyafetini çıkararak Adana halkını yalnız bırakmayıp çaresizlik içerisinde çare aradıkları o kara günlerde Adana’da neşredilen Ferda gazetesinin manşetten verdiği “FRANSIZLAR ŞEHRİMİZE MEDENİYET GETİRECEK” başlıklı yazısı, Yozgatlı Avni Bey İle Öğretmen Remzi Yüreğir’i harekete geçirmiş, yoktan var ettikleri bugünkü tost makinesine benzer bir şapograf baskı aletiyle ADANA adı ile bir gazete çıkarmışlar, FERDA gazetesinin teslimiyetine atfen; 'EŞŞEĞİN KUYRUĞU HALEN ELİMİZDE' diyerek, henüz her şeyin bitmediğini vurgulamışlardır. Adana Gazetesinin ilk sayısında cesaretle atılan bu başlık halkın kurtuluş ümidini güçlendirmiş, Pay-ı Taht tarafından işgalin kabulüne yönelik atılan imzalar, Adana halkının kendi kaderini kendileri tayin etmesine yön vermiştir. İşgalci Fransız yetkililerini rahatsız eden Adana Gazetesi sözde medeniyet elçileri “Fransızları” rahatsız etmiş ve gazete kapatılmıştır. Mücadelede kararlı olan bu iki yürekli yiğit yılmadan eylemlerine devam etmiş, bu sefer de Yeni Adana adı ile bir gazete kurmuşlar aynı şekilde işgalci güçleri hedef alarak halkın kurtuluş umutlarını yeşertmişlerdir. Milli Mücadele Basını olarak da bu gazete bugün devam etmektedir. Üzücü olan gerçek ise, bugün o zor günler unutulmuş, Adana ilimizde hemşerimiz Mehmet Avni DOĞAN adını taşıyan ne bir cadde ne de kamu binasında adına rastlanmaması…!
İyi bir gazeteci olmak için illa Yozgatlı olmak şart değil amma, Yozgatlıların tedrisatından geçmek şarttır.
Merhum Ord Prof. Dr. Hıfzı Vecdet VELİDEDEOĞLU bunlardan birisidir. Kendisi Yozgat Mekteb-i Sultani öğrencilerinden olup, aslen Çorumludur. Daha lise talebesiyken 1920 yılında BMM’in ilk zabıt kâtiplerinden ve Cumhuriyet Gazetesinin en önemli yazarlarındandır.
Bugün ulusal basına baktığınızda ünlü gazetecilerin çoğunun Yozgatlı olduğu, kalemlerinde ne kadar mahir olduklarını anlatmama gerek yoktur sanırım.
Yozgat Lisesi öğrencileri tarafından 1939 yılında dergi neşretmişler, 1960’lı yıllarda Duvar Gazetesi olarak devam etmiş, 1980’li yıllarda Yozgat Lisesi adı ile dergi kaleme almışlar ve günümüz kalemlerinin devamını sağlamışlardır.
Bu durumu Yozgat yerel basında da görmek mümkündür.
Merhum Abbas SAYAR tarafsız bir şekilde kaleme aldığı yazıları bugün dahi bizlere ışık tutmaktadır. Serhat ÜNSAL, İnan SOYER, Seyfi ÇELİKKAYA, Ruhi BACANLI, Salim TAŞÇI gibi Ağabeylerimiz ve daha niceleri medyatik birçok yazara taş çıkartacak kabiliyette fikri gazetecilerdir.
Bozok Üniversitesi İletişim Fakültesinde yaşanan kan değişimi etkisini göstermiş, öyle anlaşılıyor ki Prof Dr. Taha Niyazi KARACA Hocamız Gazetecilik bölümünü de harekete geçirerek Üniversitemize hem bir yayın organı kazandırmayı amaçlamış hem de geleceğin gazetecilerini işin mutfağına sokmuştur.
Yerel basın olarak üniversitemizde yaşanan sorunların çözümlerine yönelik her birimiz ayrı ayrı yazılar kaleme alsak da sorunlar devam etmekte. Üniversite bünyesinde aylık çıkarılacak olan bu gazete sayesinde bizlerin dillendirip çözüm bulamadığı, yetkililerin duymazdan geldiği gerçek sorunları öğrenci kardeşlerimizin kendi kalemlerinden okuma fırsatımız olacak. Başta Bozok Üniversitesi Rektörümüz Sayın KARADAĞ ve yetkililerden talebimiz; Bu gazetenin her fikre her düşünceye eşit mesafede olması en büyük dileğimiz. Yozgat’tan filizlenen geleceğin gazetecileri, fikir adamları ve aydınları önleri kesilmeden özgürce yollarına devam etsinler. Bu gençler ileride bizim yapamadıklarımızı gerçekleştirerek beklide Yozgat’ı dünyaya tanıtacaklar. Ne de olsa Üniversitelerin amaçlarından biri de budur. Gençliği dinlemeliyiz, onları anlıyormuş gibi değil anlamak için çaba sarf etmeliyiz. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün de dediği gibi; Öğretmenler, gelecek nesil sizlerin eseri olacaktır. Geleceğin Mehmet Akiflerini, Agâh Efendilerini, Avni DOĞAN’larını yetiştirmeliyiz ki her türlü zorluk karşısında dimdik ayakta kalabilsinler, geleceğe umut tohumları serpsinler.
Şimdilik İletişim Fakültesinin bünyesinde Gazetecilik Bölümü olarak bulunsa da ileride Fakülteye dönüşeceği kanaatindeyim.
Bu vesileyle Bozok Üniversitesi Yönetimini ve daha birinci sınıfta gazete çıkarma gayretine girişen öğrenci kardeşlerimizi kutluyor, hayırlı olmasını diliyorum.