GEÇTİĞİMİZ Cuma günü başlayan yağmur ve dolu yağışları aralıklarla devam etti. Bayram öncesinde gündeme geldi, hububat ekili alanlarda, başaktaki özsuyu emerek, verimin yüzde 90 oranında düşmesine neden olup, yemlik olarak bile satışına engel olan 'süne' konusu. Bayram süresince izinler kaldırıldı, tarımcılar tarlaları, hasat dönemi önceliğine göre yakından takibe alıp, ilaçlanması gereken alanları belirleyip, çiftçiye uyarılarda bulundu...
Henüz 'süne' ile ilgili şoku üzerimizden atmadan, bu kez 'doğal afet' gündemimize girdi. Çiftçi, süne belasından kurtulabilmenin mücadelesini verirken, Cuma günü akşam saatlerinde başlayan gece devem eden yağmur, gelecek afetin ilk habercisi oldu. Daha sonraki günlerde de yağışlar devam etti. Yağmur sel oldu, dolu fotoğraflara yansıdığı kadarıyla taş büyüklüğünde düştü...
Afet sadece yaşamı olumsuz etkilemedi. Yıkmakla kalmadı, tarım alanlarının deyim yerinde ise 'talan' olmasına neden oldu. Hal böyle olunca durum çok ciddi bir boyut kazandı. Tarımcıların ifadelerine göre, süneye rağmen Yozgat'ta bu yıl hububat rekoltesinin iyi olması bekleniyordu. Eğer süne mücadelesinde istenilen sonuçlar elde edilirse -ki; ilaçlamalar zamanında büyük bir alanda yapılmaya başlanmıştı- beklenin üzerinde bir ürün alınması bekleniyordu. Ama olmadı. Bu kez Yozgat çiftçisi afet ile karşılaştı...
Sorun ciddi. CHP Yozgat Milletvekili Ali Keven konuyu vakit geçirmeksizin gündeme taşıdı. Yozgat'ın gerek süneye bağlı ve gerekse yağışlardan dolayı 'Afet Bölgesi' ilan edilmesi istendi. Bu konuda hükümet bir adım atacak. Ancak, herkesin İstanbul seçimlerine kilitlendiği bir dönemde olur mu? göreceğiz. Başka çaremiz yok...