YOZGAT 'ı kim bu hale getirdi? Aslında bu soru genel olarak İstanbul için soruluyor. Tarihi dokusunun kaybolup gittiği İstanbul, kendi kendisine yabancılaşırken, Yozgat gibi küçük şehirlerin de aynı sorunu yaşadığı da bir gerçek olarak karşımıza çıktı/çıkıyor...
Sokağa çıkıp, vatandaşa böyle bir soru yönelttiğimizde, verilecek yanıtlar genel olarak siyasi olacaktır. Geçmişten günümüze kadar belediye başkanları sorumlu tutulup, suçlarken, kendi üzerimize, 'nemalazım' tavırlarımıza 'toz' bile kondurma ihtiyacı duymayacağız. Olsun. Kondurmayalım...
Yozgat'ın yerleşim alanını, tescilli damak tadı kebabının testisine benzeyen, Nohutlu ile Çamlık tepelerine sıkışmış, Muslubelen ve Çalatlı çıkışlarıyla sınırlı kabul edenler, bu kabuğu kırmamak için direnenler, sorunun hiç bir zaman muhatabı değil/olamazlar!..
Yozgat'ın tarihi dokusu yok edilirken, yıkılan tarihi yapıların yerine yapılacak konutlarda, işyerlerinde kendilerine de yer arayıp, hayal kurup, alkış tutanlar da 'Yozgat'ı kim bu hale getirdi?' sorusunun muhatabı olamazlar!..
Tek suçlu Cemil Çiçek! Kime sorsan onu işaret eder. Hiç kimse çıkıp, 'Benim de suçum var' deme erdemliğini göstermez. Elbette Cemil Çiçek, Tol Çarşı'yı içerisinden çıkılmaz hale getirirken, tarihi Çapanoğlu Cami'yi çevreleyen alanlarda düzenleme yaparken, haddinden fazla 'havorda' davrandı. Bunu, bugün kendisi bile kabul ediyor, 'O zaman şartlar öyleydi, bugün olsa yapmazdım!' demekle yetiniyor...
Ancak, şu da bir gerçek; Tarihi yapıların bulunduğu Tol Çarşı ve Çapanoğlu Büyük Cami çevresindeki yapılar yıkılıp, yerine ticaret merkezi kurulacağı ilan edildiğinde, bugün karşı çıkanların alkış tuttuğu gerçeğini gözardı edemeyiz. Belki genç yaştaki insanlar hatırlamaz. Ancak, yaşları biraz ileri olanlar, yani bizler, hepimiz halen kullanılmakta olan meclis salonunu doldurup, 'Bu mezbelelikten bizi kurtar!' diye haykıranlar olduğumuzu unutmamamız gerekir. Unutmadım...
Yozgat şehir merkezindeki çarpık yapılaşmaya zemin hazırlayan 'kişiye özel' imar planları yapanlar da bu sorunun muhatabı hiç bir zaman ve dönemde olamazlar! Zira, Halk Bankası binasının çıkıntısını, imar planında yapının yönünü Un Pazarı bölgesine çevirmek suretiyle sağlayanların, bu şehrin bu hale gelmesinde hiç kusuru yok!..
Uluslararası E-88 Karayolu'nun kenarındaki bahçeli, çift katlı binalar yıkılıp, yerlerine apartman dikilirken, 'bitişik nizam' kuralanın çiğnenip, yanyana dizili, birbirinden bağımsız, biri diğerinden yüksek, farklı yapıların yapılmasına izin verenler de 'Yozgat'ı kim bu hale getirdi?' sorusunu üzerine almaz. Almamalıdır. Suç onların da değil!..
Asıl suç Çapanoğlu ailesinin. Buraya yerleşip, şehir kurdukları, imar ettikleri için! Tek suçlu onlar! Sonrasında yapılanları izleyenler, yapanlar, çatanlar, 'yenilik' adına imza atanların hiç birisinin suçu, kabahati yok!...
Asıl mesele şu; Yozgat'ı biz hep birlikte, elbirliği ile bu hale getirdik. Şuçluyu arayıp, bulmak kolay. Hayali suçlular bile türetebiliriz. Ancak, bulacağımız suçluları yargılayıp, idama mahkum etmiş olsak bile sonuç değişmeyecektir. Sonucu değiştirmek bizim elimizde, isterseniz değiştirelim!.. 
DÜNDEN BUGÜNE, BUGÜNDEN YARINA
-Türk Telekomspor Basketbol takımı
YOZGAT’ta bir dönem kurumlar spora ciddi destekler verirdi. Türk Telekom'da bu kurumlardan birisiydi. 12 Şubat 2001 tarihli  fotoğrafta Türk Telekomspor'un erkek Basketbol takımı sporcuları görülüyor. Şimdi kurumların spora desteği yok denecek durumda. Fotoğraf, anı olarak hafızalarda...