YOZGAT'ın baharı kışa, kışı da bahara benzer. İl merkezinin doğusunda kış hüküm sürerken, batı kesimlerinde Leylekler yuvaranı konmaya başladı. Ağaçlar tomurcuklandı, çiçek açtı. Uzaktan bakılınca 'kıskanılan' şehir. İçerisine girdiğinde 'bir an önce kaçmak için sıranın beklendiği' şehirin adıdır Yozgat. Baharın geldiği düşünüldüğünde, sobaları ateşlersin. Kar yağışı beklerken, güneşten kan ter içerisinde kalırsın...
Hani 'İçi beni yakar, dışı seni' derler ya. İşte öyle bir durum. Her ne kadar 'kader' diye kendimizi avutuyor olsak da, hepimiz çok iyi biliyoruz ki, yaşadıklarımız ve yaşayacaklarımız 'kader' ile sınırlı bir durum değil. Biraz da bizler, yol çizgimizi belirliyoruz. Tepkisizliğimiz, umursamazlığımız, bananecilik almış başını gidiyor. Kime faydası var? Veya kime zararı var? Hiç birisinin hesabı yapılmadan, günümüz geçip gidiyor. 'Yol' demişken, araya sıkıştırmakta yarar var. Hani 'kaderimiz/alın yazımız' diyoruz ya. Bunun böyle olmadığını gördük/yaşadık, son 48 saatlik dönem içerisinde... 

ÇÖZÜM BİZDE AMA...

Namıdiğer Deli Bekir, yaptı yine yapacağını. Bağımsız, bağlantısız Belediye Başkan Adayı Bekir Korkmaz. Şehir merkezi ile Uluslararası E-88 Karayolunun kesiştiği kesimlerde oluşan çukurlar. Hergün çok sayıda aracın gelip geçtiği. Geçerken badala düştüğü. Ama buna rağmen bir Allah'ın kulunun çıkıp, tepki göstermediği. O çukurlara, Deli Bekir çiçek dikti. Kendince konuya dikkat çekti. Durum fazla uzun sürmeden, geçici de olsa sorun çözümlendi. Çok basit bir konu. Ama çok da ciddi bir konu. Basit ama önemli bir konuda fikrimizi bile söylemekten çekindiğimiz süre içerisinde Yozgat, göçmen kuşların bile mekanı olmayacaktır. Bugün devam eden/durdurulamayan göç olgusu devam edecek. Gün gelecek ortada konaklayacak bir şehir bile kalmayacaktır...
Yozgat'ın baharı farklı. Baharda kış yaşanır. Kışın kar beklerken sıcaklar bunaltır. Yozgat'ın kışının kış gibi, yazının yaz gibi yaşanması için fazla değil birazcık duyarlı olmak yeterli. Verimli topraklarımız var. Ülkeyi yöneten/yönetebilecek bürokratlarımız var. Yozgat'ta olmasa bile üreten, istihdam sağlayan insanlarımız var. Elimizdeki bu potansiyeli kullanamayan bir Yozgat'ın baharı görmesini beklemek hayalden öteye gitmez/gitmiyor...  

KORKMAYIN...

Haklı olduğunuz bir konuda tepki vermekten korkmayın. Hakkınız olanı talep edin, gündeme taşıyın. Taşımazsanız, 'banane' derseniz, o basit konu büyür, gelişir, dev yumağı haline gelir, tepenizin üstüne düşüverir, altta kalırsınız. Başka Yozgat yok. Bu Yozgat'a sahip çıkmadığımız sürece, yarınımız olmayacaktır. Yarınlar için titreyip, kendimize gelmenin zamanı gelmiştir...