Yorgunum dünden, bugünden ve endişeliyim gelecekten. Sorunsuz sabahları ve plansız, korkusuz yarınları özledim...
Ellerim titriyor, gözlerim seçemiyor ve geçemiyor yüreğim senden. Dizlerimin ve ayak bileklerimin zonklayan yorgun gecelerinden alacakları kaldı ve herşeyin yarım kaldığı şu yorgun sabahlar...
Ne anlatsam şimdi boş ve ne yapsam değil hoş. Şarkılar ölüyor sevdiğim ve sözler sonra yorgun geceler... Ah! Akılsız kafam, gece susmasını bilmiyorsa, sende mi bilmiyorsun?
İnadına sönüyor ve inadına yanıyorsa gözlerinin rengi, boşver gözlerinin deli, yorgun ve şu misafirlikteki dertlerine. Ömür bitiyor sevdiğim...
Herşey senle güzel, yorgun, uykusuz geceler dahi... Ne olursun güzelliklerimi öldürme benim...
Ellerimde kalsın, avuç içlerimde ellerin ve gün gece yansın sensiz geçen günlerim...
***
Usta dalda yaprak solar, yolda hayat yorar ve peki çile dolu yıllarımın hesabını kim? Nerede? Ne zaman? Nasıl sorar?
Gece sırtını sırtıma dayıyor ve gece bütün yükünü üstüne atıyor. Güneş yüzüme ne zaman doğar usta?
Yıldızlar karanlığın icine gömülürken yarın yağmur mu düşer yalnızlığıma? Yok arkadaş olmazda yalnızlığıma, sudan çıkmış balığa mı döndürür yağmur?
Ateşlerime kar düşüyor usta ve söndürmüyor yangınlarımı. Söndüremezsin, kandıranazsın beni usta...
Ve gece hükmünü gönlüme çalar sinsice, ölürüm kimse bilmez sessice usta...
Aman sabahlar olmasın usta, ne günü göreyim, nede geceyi. Yasta kalsın gözlerim, gamda kalsın ellerim. Üstümü sakın örtme, varsın donsun ellerim, kör olsaydı da gözlerim, bilmeseydim nerdeydim usta…
Sende mi? Dediğin yerdeyim, duymak istemediğin ama duyduğun, görmek istemediğin ama gördüğün yerdeyim usta… Ve bilmelisin ki bir akşam ya da bir sabah gözlerimin ışığı sönmüş, anlamalısın bu kirlenmelere, bu dillenmelere, dayanamadı yüreği, dayanamadı aklı ve “firarını verdi çocuk” de, “aklını bıraktı, yüreğini çatlattı dayanamadı, nihayet öldü” de usta “öldü!..”
Fikrimin kanayan gülü ayaklar altında ve ben bu itilmelere, bütün bu kakılmalara daha fazla dayanamayacağım usta… Sen ki aklımın, fikrimin ortağısın, sen ki takıldığım, yıkıldığım ve canlı toprağa koyduğum incemin tek canısın… Anla usta ihanet ettiler ve ihanetin adını “pardon” koydular…
Sahiden pardon usta…