GECE yarısıydı vücudundaki sızılar ve yürek sancıları Salih’i her zamanki gibi gene tatlı uykusundan uyandırdı. Yorgan arasından hafifçe başını kaldırdı annesinin sessiz sedasız tatlı uykuda olduğunu gördü sokak lambalarının ışıkları her zamanki gibi gene odanın içine renk cümbüşü oluşturmuştu annesine kısık sesle seslenerek:
-Anne… anne, diye mırıldandı.
Annesi yatağından hafifçe doğrularak bir sağa bir de sola bakındı:
-Ne oldu oğlum gene ne var, diye ses verdi.
Salih:
-Şeey anne dışarıya evin önüne çıkmak istiyorum, dedi.
Annesi ağır, ağır hareketlerle kalkarak bir taraftan da kendi kendine konuşarak.
Salih’i arabasına binmesine yardım ediyordu:
-Delirdin mi oğlum şu gece yarısında bir sıkıntın mı var, Dedi.
Salih masum hane ses tonuyla:
-Çok şükür ana bir şikayetim yoktur sadece sızılarım… vardır, dedi.
Annesinin yardımıyla tekerlekli sandalyesine… bindi ve evlerinin önüne çıktı annesinin getirdiği hırkayı da sırtına alarak:
-Anne sana zahmet bir bardakta su ver daha sonra sen yatağına git yat Allah senden razı olsun, dedi.
Gecenin karanlığında başını direksiz gök yüzüne kaldırarak yıldızların sevgi yumağıyla sağa sola saçtığı ışıkları seyrediyor bir taraftan da vücudundaki sızıları tartıyor ve yüreğindeki Sevgi acıları daha ağır geliyordu.
Gördüğü o kalabalık yıldızlarla konuşarak dertleşiyor. Arada birde sevdiğini bulmuş gibi akıp giden yıldızlara imrenerek gözlerinden dinmeyen yaşlar döküyor öksüzlere , gariplere bol, bol dualar ederek mazlumları da unutmuyordu.
Kayarak evlerine akıp giden yıldızlarla Sevgiliye Salavatlarını ve hayır dualarını gönderiyordu.
Seher vaktinin serinliği ise yalnız kalan Sabah Yıldızının sıcaklığına karşı gelemiyordu.
***
SABAH YILDIZI
Sabah yıldızı gene uyuya mı kaldın?.
Üstün açılmış üşüteceksin.
Bak pembe açan menekşenin
yanına dost geldi.
Işık saçan bir sürü yıldız
arkadaşlarınla;
Neden hep yalnız durup mahzun
olursun bilmem ki.
Bana öyle bakıp da sızlanma.
Senden geri kalır bir yanım
yok benim.
Baharda açıp solamadım;
Gece kokularına doyamadım.
Hep her yerde açmak istedim.
Nazara geldim herhalde açamadım.
Kıskanıyorum seni , senin yalnızlığını.
Sabah yıldızı, aynı zamanda
korkuyorum da.
Senide nazara getirirler, açmadan
güllerini bitirirler.
Belki de sana acır avunurlar...
Gene uyuya kalıp üstünü açma
üşüteceksin.
Sar sarmala karanlığı, düşlerin
aydınlık olsun.
Boş ver beni aldırma.
Ben dökülen sevdaları yanan
yürekleri
Sabırla dökülen yaşları topluyorum.
Yorulunca da yan gelip yatıyor.
Hep Seni… seyrediyorum,
doyamıyorum.
Yeter ki Sen, sen, sen...!