Kimsesiz bir halim kaldı ve vebal oldu böyle özlemle yaşamak bana…
Seni bana verseydin, ah! Keşke beni bana yalnız, beni bana böyle küskün etmeseydin keşke.
Özlemlerimi saymaktan, dönersin diye gittiğin yollara bakmaktan ve sensiz olmaktan ne kadar yandığımı bilemezsin gülüm.
Kalbimde çığ olup büyüyen sevgin, beni bana rezil, beni sana düşkün ve beni ruhuma aykırı etti. Küllerimden doğmaktan usandım, sensizlik çıkmazlarımdan, yalnızlıklarımdan, yıkılmalarımdan sıkıldım ve en çok kendime kırıldım gülüm…
Yıllar birbirini eskitirken ben kaldım bana ve sen kaldın en acı hatıra. Böyle olmamalıydı, böyle solmamalıydı  ve böyle ayrı kalmamalıydı aşk. Sen seni sana inkar ederken, en çok altında ben kaldım aşkın ve en çok ben yandım aldırmamalarına, bütün hayatımı kandırmalarına…
Ah! Keşke aşkın kafasına sıkabilseydim. Ah! Keşke vurabilseydim kalbimi tam ortasından ve orada öldürebilseydim seni. Olmadı gülüm, yine beceremedim, yine yenemedim sensizliği ve bütün korkularımı.
İşte böyle, sen gittin ben öldüm. Sen gittin ben bana kaldım, ben bana en büyük ıstırap ve ben bana yokluğunda beni “ölüm” saydım. Yani sensiz hiç yaşamadım gülüm, yaşamadım, yaşamadım, yaşamadım…

BİLDİM
 
Her şeye muktedir Allah,
Evvel ile Ahir Allah,
Zahir olan yine Allah,
“O” Malikül-mülk “tek” Allah…
 
Gözyaşlarında kayboldum,
Gözyaşlarında can buldum,
Önce öldüm sonra doğdum,
Gülen gözler ağlamasın…
 
Bildim yanan yüreğini
Niçin ağlar? Niçin çağlar?
Böyle kanar, böyle akar,
Bildim gülen yüreğini…
Murat İnce/Manavgat/ANTALYA

GÜLEN
 Kendi derdimle yola, kederlere düşerken,
Kalbim yolunu şaşmış, beterlere giderken,
Ömrüm ziyanda, fikri denizlere salmışken
Kalem titremez,
kağıt yerden yere kaçmışken
Rüyamda gördüm
mukaddes ellerin tutarken…
 
Karanlıklardan kaldırırken,
merhametliydin,
Ağlıyor, Müslümanlara dua ediyordun…
Ben beni yitirmiş ummanlarda arıyorken,
Rüyamda seni gördüm, ağlayan gözlerini,
Semaya açılmış ellerini, kederliydin…
 
Ben “Rab” aşkıyla akan
gözlerine ağladım,
Ben “Hu” nuruyla yanan
diline ağladım,
Ben “Hayy” vitriyle biten
nefesine ağladım…
Gülen gözlerin asla
hüzünlere dalmasın,
Gurbeti yit, sılan
“Gülen’e” hasret kalmasın…
 
Seni görmeyen cana,
seni bilmeyen başa,
Ne denir ki Allah’ın aşkıyla akan yaşa?
Ve dünyanın öbür ucunda
insana yanan,
İnsanların bundan bir
haber kaldığı yaşa
Ne söylenir kendini hiçe sayan bu aşka?
 
Murat İnce