Rahmet ve bereketi bol olan mübarek Ramazan Ayı içerisinde bulunurken, bu yazımızda, emri bil mağruf nehyi anil münker vahyinin muhatabı olarak, müslümanın sorumluluğu olup es geçtiğimiz bir konuyu ele alacağım.Güzel ve faziletli müslümanı Peygamber Efendimiz, (sav) “Diliyle ve eliyle öteki müslümanlara zarar vermeyen kişi” olarak tabir etmiştir.(Buhari, İman 4)Müslümanların bazı halleri, somut kavramlardan soyut kavramlara geçtiğim çocukluk çağlarında dikkatimi çekmişti. Örneğin, Allah’a itaatkar ihlaslı bir kul olarak tanıdığın birisinin ebeveynlerine, eşine, akrabalarına, komşularına ve sosyal çevresine ihmalkar davranıp hatta zarar vermesi. Garip olan bu eksikliklerin, islami duygunun inceliğini, islam fıkhı, edep ve değerlerinin inceden inceye ve islamın doğru yoluna sadakatle bağlanılmasını sağlayan ve tatbiki tarafı üzerinde hizmeti geçmiş kimselerde görülmesidir. Oysaki olgun müslüman şahsiyetini birçok durumdan düşünerek ele almak gerekir. Bu başlıklardan öne çıkanlar; Müslümanın Rabbiyle, kendi nefsiyle, anne babasıyla, eşi ile, çocuklarıyla, komşularıyla, kardeş ve arkadaşlarıyla dahası toplum ile kopmayacak bir bağı vardır.Müslüman Allah’a iman ettikten sonra elbette başkalarına karşı faydalı olmaya çalışacaktır. Fayda sağlanamadığı durumlarda en azından kötülük yapmamak, zarar vermemek, müslümanları kendisine şüphe ile baktırmamak, zararsız bir kimse olmak erdemini göstermekte gerekir. Başta zikrettiğim Hadis-i Şerifte, zaman zaman iyilik yapsa bile, dilinden ve elinden müslümanların emin olmadığı kimse, olgun ve erdemli müslüman olamazanlamını ifade etmektedir.Başkalarına güven veren emin birisi olmak ise, müslümanlığın özüdür. Hadis-i Şerifin, önce dili zikretmiş olması da ehemmiyetlidir. Çünkü el ile zarar vermek her zaman mümkün olmayabilir, lakin dil ile zarar vermek daha kolay ve daha yaygındır. Büyüklerimizin “Dil Yarası Onulmazdır” ifadesi tamda konumuza dikkat çekiyor.Peygamber Efendimizin (sav) davetinin başlangıcında ilk attığı adım bizatihi İslam’ın canlandığı şahsiyetler yetiştirmek olmuştur. Sahabe Efendilerimiz, birbirlerini severken Allah için severek, örnek bir ensar muhacir kardeşliği ortaya koymuşlardır.Müslüman, dilinden müslümanların emin olduğu kimsedir, bundan dolayı onlara sövmez, onların gıybetini etmez, aralarına bir şer fesat sokmaya çalışmaz. Ayrıca onunelinden güvendedir, onlara saldırmaz, haksız yere mallarını almaz. “Asıl Muhacir Allah’ın haram kıldığını terkedendir.” (İbn Hibban, Sahih, 7, 178)Olgun Müslümanın dünya hayatı boyunca iki önemli gayesi vardır. Birincisi, Allah’ın emirlerine saygı, ikincisi yaratılmışlara karşı şefkat ve merhamettir. Allah’a saygı insanın en temel vazifesidir, bu saygıda kusur eden hiçbir surette müslüman şahsiyetini tamamlayamaz. Diğer insanlara karşı vazifemiz hakkında Peygamber Efendimiz (sav) “İnsanların hayırlısı, insanlara faydalı olandır”( Buhari, Mağazi, 35) buyurarak, toplum ile ilişkilerde ki müslüman duruşuna dikkat çekmiştir.Ramazan Ayını vesile kılarak müslümanlığımızı tekrar gözden geçirdiğimiz şu günlerde dikkat etmemiz gereken bir Hadis-i Şeriften yola çıkarak bu yazımızı ele aldım. İnşallah anlayarak amel ederiz vesselem Allah’a emanet olun.
Erhan Aydoğdu
Din Hizmetleri Uzmanı

Yozgat hava durumu 28 Mart 2024 Yozgat hava durumu 28 Mart 2024
Editör: TE Bilişim