ARTIK bazı sorular korkulmadan sorulmalı, karşılığı tespit edilmeli ve gerçekler de kabul edilmelidir.

Dünyada, Müslüman devletlerde içinde olmak üzere dünya devletlerinin çoğunun Türkiye ye bakış açıları net olarak görünmeye başlandı. 

Bu gerçek, Ülkücü Türk Milliyetçileri tarafından daha önceden biliniyordu. Ziya Gökalp’te, Atatürk’te bu düşüncenin önderleriydi.  Ülkücü Türk Milliyetçileri başta Başbuğları Alparslan Türkeş olmak farkında idi ve hançerelerini yırtarcasına “Türkün Türk’ten Başka Dostu Yoktur” diyordu. Bu çizgide yürürlerken insanlık dışı işkencelere karşı karşıya kaldılar. Bu uğurda gazi ve şehit verildi. 

Şimdi artık ulusalcısı da, kapitalistide, solcusu da, İslamcısı da istemeyerek te olsa, Türkün Türk’ten başka dostu olmadığının dilleriyle ikrar edemeselerde bal gibi farkındalar. 

Türkiye kıpırdandıkça, benim diye sesi çıktıkça etrafı çevrelenmeye çalışılıyor. 

Trump’ın Dış işleri Bakanı Pompeo’nun Güney Akdeniz’de ki Yunanistan la olan soruna söylediği “ABD Yunanistan’ın enerji politikasını destekliyor, Yunanistan’ı bölgede ki istikrar unsurlarından biri görüyor” sözü ve Veda ziyaretinde Fransa Cumhurbaşkanı Macron’la yaptığı görüşmeden sonra “Macron ve ben Türkiye’nin son dönemdeki hareketlerinin çok agrasif olduğu konusunda hemfikiriz. Avrupa ve ABD, birlikte çalışarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, böyle hamlelerim kendi halkının menfaatine olmadığına ikna etmeliyiz” açıklaması, 

ABD nin yeni Başkanı Joe Biden’in Dış Politika danışmanı Mıchael Carpenter’in “Türkiye hepimiz bir arada görünce provokatif adımlar atmaktan kaçınacaktır” açıklaması,

Doğu Akdeniz’de seyir halinde olan Türk bandıralı Roseline-A adlı ticaret gemisine Avrupa Birliği İrini harekâtında görevli ve Yunanlı komutan tarafından idare edilen Alman Fırkateyni tarafından 16 saat süren, Uluslararası hukuk kurallarını çiğneyerek yapılan, arama işlemi de bu durumu perçinlemektedir.

Güney de, Güneydoğu da, doğuda, kuzey de olanlar Türk’ü sindirmek ayağa kalkmasını önlemek, küçültmek ve güçsüzleştirmek için yapılan hamlelerdir.

Buna rağmen başkasını kötülemek, suçlamak kolaycılıktır. Özünün bilincine ulaşmamış kişi veya devletler, karşısındakini düşman ilan etmekle gününü geçirirler.

Artık Türk insanının birbirini kötüleyerek veya muhteşem göstererek geçirilecek zamanı kalmamıştır. Türkün Türk’ten başka dostu yoktur. O zaman Türk bu gerçeğin bilincinde olarak davranmalıdır.

Sırf, siyasette birini veya birilerini bitirmek için yapılan hamleler ile bir de dış destekli olma ihtimali yüksek, zamanlaması manidar konuşma ve eylemlerin hedefindekiler kişiler gibi görünse de, gerçek zararı görecek Türkiye’dir.

Onun için başta politikacılarımız olmak üzere, aydınlarımız ve tüm katmanlarıyla Türk milleti, milli düşüncenin, milli duruşun farkında olarak eylem ve söylemlerini bu çizgi üzerinde   geliştirmeldir..