YANLIŞ; “bir kurala, ilkeye, gerçeğe uymama durumu, yanılgı, hatademektir. Bu özelliğiyle yaşamımızın doğal bir parçasıdır. Çünkü yanlış yapmak, yanlışa düşmek kaçınılmaz bir gerçektir.
Genellikle yanlış yapanlara karşı büyük tepkiler veririz. Hatta zaman zaman tepkimizin dozunu kaçırdığımız olur. Özellikle aile yaşamında çok sık rastlarız böyle doz aşımlarına. Diyelim ki çocuğumuz bir yalan söyledi. Onu en ağır biçimde cezalandırma yoluna gideriz. Bu davranışımızla yeni yalanlara ortam yarattığımızın farkına varamayız. Azarlanma ya da cezalandırılma korkusu içindeki çocuğumuz, sıkıştıkça başka bir yalan söylemeye başlar. Oysa çocuklarımızın yaptıkları yanlışı yapıcı bir dille onlara anlatmamız gerekir. Böyle bir tutum, yanlış yapmayı aza indirmenin en akılcı yoludur.  
Yanlışlar gerçeğe açılan kapılardır. Yanlış yaptığımızı öğrendiğimizde onu yinelemekten kurtuluruz. Dolayısıyla davranışlarımızda bir düzelme söz konusu olur ve kendimizi geliştiririz. Benjamin Franklin’in, “Yanlış yapmayan insanın hâli haraptır, çünkü gelişme olanaklarından yoksun sayılır.” demesi bu anlayışın bir ürünüdür.
Yanlışlık insana özgüdür. Önemli olan, yanlış yapmamak değil; bunu kabullenip düzeltmektir. Albert Einstein diyor ki: “Yanlış yapmayan insan yoktur. İnsanlık, yanlışını kabul ve düzeltmekle olur.” C. L. Gascoigne de, “Kabul edilen bir yanlışlık, kazanılmış bir zaferdir.” diyerek konuya bir başka açıdan yaklaşıyor. Doğru söze ne denir ki?..
Yanlış yaptığını, yanıldığını kabul etmemek insanı yeni yanlışlara sürükler. La Rochefaucauld’un dediği gibi, “Yanıldığını asla kabul etmeyenler, en çok yanılanlardır.” Böylece bir zincirin halkaları gibi eklenip durur yanlışlar. Giordano Bruno’nun deyişiyle, “Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince diğerleri de yanlış gider.
En tehlikeli yanlışlar, süreklilik ve çeşitlilik gösterenlerdir. Bu tür yanlışlar katmerlenerek artar. Bir alışkanlık durumuna gelir. Dolayısıyla bunlardan kurtulmak neredeyse olanaksızlaşır. Yanlış üstüne yanlış yapmak bizi çıkmaza sürükler. Bu nedenle yanlış yapmayı bu dereceye getirmeden gerekli önlemleri almamız gerekir. 
Yanlış yap, bunu öğren ve düzelt. Deneyim kazanıp doğruya ulaşmanın üç aşaması budur. Aşamalardan birine saplanıp kaldığımızda kendimizi düzeltemeyiz. Franklin Delano Roosevelt, “Tek gerçek yanlış, sonucunda hiçbir şey öğrenemediğimiz yanlıştır.” diyor. Bunu aklımızdan çıkarmayalım.