TİCARET Bakanlığının Alo 175 Tüketici Danışma Hattını duymayan kalmamıştır sanırım. Hele de son birkaç ayda döviz kurlarındaki dalgalanmanın ardından, hükümet yetkilileri kurdaki artışı fırsat bilerek özellikle yerli üretim mallara fahiş fiyat artışı yapan “fırsatçıları” Alo 175’e şikâyet etmeleri konusunda vatandaşı uyarıyor.
Dolar ve Euro’daki artıştan dolayı ithal edilen ürünlere zam yapılması normal…
Mesela bugün okuduğunuz gazetenin kâğıdı da piyasada Euro üzerinden satılıyor. Kuşe gibi nitelikli kâğıtlar ülkemizde üretilmediği için ithal ediliyor zaten. Büyük çoğunluğu döviz kuru ile satılıyor.
Burada en büyük sıkıntı hammaddesi ithal edildiği için, Türkiye’de üretilse bile zamdan nasibini alan ürünler oldu.
Aslına bakarsanız akaryakıttaki artış tek başına tüm sektörleri etkiliyor zaten. Nakliyata gelen artıştan etkilenmeyen sektör yok denecek kadar az.
Olaya bu çerçeveden yaklaştığınızda özellikle son üç ayda gerçekleşen dövizdeki tırmanıştan etkilenmeyen sektör kalmadı.
Birçok örnek verebilirim.
Mesela…
Geçen gün hırdavatçı arıyorum. Yozgat’ta nerde bulunur? Tabi ki tol çarşıya gittim.
Alacağım birkaç tane çekmece kulpu.
Yıllardır hırdavat işiyle nam salmış bir esnaf dükkânına girdim. Elimdeki örnekleri gösterip, benzer bir çekmece kulpu almak istediğimi söyledim.
Birkaç tane aldım. Fiyatını sordum tanesine 3,5 lira dedi. Biliyorum ki bunlar en fazla 1,5 lira edecek malzemeler. Çünkü aynı kulplardan sene başında da almıştım.
Esnafa bunu söylediğimde, şu yanıtı aldım:
“Abi ben bu kulpları 65 kuruşa alıp 1 lira 50 kuruşa satıyordum. Şimdi 2,5 liraya alıyorum 3,5 liraya satıyorum. Bak abi mesela şu eşya askısını bu sene başında 10 liraya almıştım, müşterime de 15 liraya satmıştım ama şimdi bu malzemeden almak istediğimde toptancı 45 lira fiyat verdi. Ben bunu 45 alıp 50’ye nasıl satayım abi?..”
Bahsettiğimiz şey basit bir çekmece kulpu…
Çekmece kulpunun ithal olmadığı aşikâr. Hem biz bir çekmece kulpunu da ithal ediyorsak, yazık bize yani…
Gerçi o kadar çok şeyi ithal ediyoruz ki, hangisini sayalım şimdi.
Türkçe klavye olarak bildiğimiz F klavye mesela…
Malumunuz, Resmi Gazete’de yayımlanan genelgeyle kamuya F klavye zorunluluğu getirilmişti. İşte biz bu Türkçe klavyeyi de Çin’den ithal ediyoruz.
Teknoloji ile ilgili birçok şeyi de öyle…
Yerli markaların cep telefonu, bilgisayar ve sarf malzemesi gibi birçok teknolojik ürünü Çin’den getirip Türkiye’de montajlıyoruz.
Biz dönelim çekmece kulpuna, aklım orda kaldı…
Şimdi bu çekmece kulpu ithal değil ise neden fiyatı yüzde yüz arttı?
Alo 175’i arasam ne diyeceğim?
Esnaf diyor ki “abi bizim alış fiyatımız arttı.”
Toptancı başka bir bahane bulacak haliyle.
Artık akaryakıt zammına mı girer, yoksa üretimde fabrikanın kullandığı doğalgaza mı bağlar meseleyi, onu bilemem!
Bence bunun altında yatan neden, kamuoyunda da bir süredir konuşula gelen “fırsatçılık” olayı.
Fırsatçılık bu, başka bir tanımı olamaz.
“Her şeye zam geliyor, biz de yapalım” fırsatçılığı.
“Malı depomuza yığalım, fiyatlar artınca piyasaya sürelim” fırsatçılığı.
Biz bunu Alo 175’le ceza yağdırmakla falan düzeltemeyiz.
“Minareyi çalan kılıfını hazırlar” demiş atalarımız, değil mi?
Önce zihniyetimiz değişmeli.
Yaşamın her alanında dürüst olmalıyız ama özellikle şu dönemde ticarette dürüst olmalıyız.
“Yalanlarımız ortaya çıkmadıkça, hepimiz dürüstüz” gerçi ama biraz özeleştiri yapayım; biz gerekmedikçe dürüst olabilen bir millet de değiliz hani… 
Öyle olmasaydı “dürüst olmak gerekirse” diye başlamazdık bazı cümlelere değil mi?
Velhasılıkelam…
Dürüstlük cesaret işidir ve o cesaret bizde var.