METEOROLOJİK veriler, Pazar günü öğleden sonra sağnak yağış öngörüsünde bulunmasına karşın, Osmanpaşa bölgesine gitme kararımızı gözden geçirme ihtiyacını bile duymadık. Çıktık yola. Gittik, dönüşte Topçu Köyüne geldiğimizde yakaladı, yağış bizi. Sileceklerin yetiştiremediği yağış eşliğinde Bozok Üniversitesi Erdoğan Akdağ Yerleşkesine giriş yaptık, kontrollü biçimdi. İnşaat çalışması var. Haliyle, bozulan, açılan yollar yağışla birlikte daha da kullanışsız hale gelmiş durumda. Sorunsuz geçiş yaptık.
Sanayi Kavşağına geldiğimizden itibaren yer yer su birikintilerinin yarattığı sorun, tedirginlik yaratıyordu. Kontrolü kaybetmemek için direksiyona sadece iki kolunuzla sımsıkı sarılmakla kalmayıp, vücudunuzla destek vererek, kontrolü sağlama mücadelesi veriyorsunuz. Fren kullanmamaya özen gösterseniz de zaman zaman bunu da yapmak durumunda kalıyor, yağışların yarattığı sorunun nedenlerini düşünmeye başlıyorsunuz.
Sorun sadece Yozgat ile sınırlı değil elbet. Yozgat'a 'rahmet okutacak' o kadar çok il var ki; altyapısına milyonlarca lira harcanmasına karşın sorun sorun olmaktan çıkmış, günlük yaşamın bir parçası haline gelmiş/getirilmiş görünüyor.
Türkiye ekonomisinin son yıllarda inşaat sektörüne dayalı olduğu gerçeğini gözönünde tutmak. Sonrasında da bu sektörün üretimlerinde yaşanılan sorunları sıralamak. Garip bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Yollarda bir türlü inşaat bitmiyor. Her yıl sökülüp, yeniden yapılıyor. Yamalanıyor. Kavşak yenileniyor. Köprü yapılıyor. Üst geçitler inşa ediliyor. 
Konut imalatı. Kamu yatırımı binalar, teslim alınıyor. Hizmete açılmadan birden fazla sorun yaşanıyor. Yozgat'ın bir ilçesinde inşa edilen spor salonu teslim alınmadan parkeleri kalkıyor. Çatısı akıyor. Başka bir ilçede yapımı tamamlanan spor tesislerinin çevre düzenlemesi yapılmıyor, su ve elektrik bağlantısı unutuluyor. Okul binası teslim alınıp, eğitime başlanıldığı gün yağan yağmur, sınıflara doluyor. Daha benzerleri, üstelik daha da beterleri de mevcut. Hem de bir sürü. Bunları 'olabilir, kul yapısı' diyerek izah edip, üzerini örtmek de var. Sorgulayıp, yanlışın giderilmesi noktasında uygun görülen adımları atıp, yaptırımları devreye sokmakda. Ama hep birincisini tercih edince, sorunlar bitmiyor, bitmeyecek.
Yönetimleri, kurumları suçlamak, yargılamak kolay. Bizlerde bu kolaycılıkla hareket ediyoruz. Sorunu çözemiyor. Mazeretlerin arkasında eziliyoruz. Şu bir gerçek ki; Yozgat'ta inşaat sektöründe bir çalışma yapılmadan önce Arge çalışması, planlaması, projesi kağıt üzerinde yapılıyor. Atatürk Yolu'nun geçmişi fazla değil. Tek kavşakla yol E-88 Karayoluna bağlandı. Sonrasında Bozok Üniversitesi yerleşkesi kuruldu. Bir kavşakta oraya konuldu. Halbuki Arge çalışması yerinde incelenip, gelişim planları dikkate alınmış olsa idi, ortaya daha farklı bir durum çıkacaktı. 'Yapalım, bitsin' anlayışının yansımasıdır, yağmurun getirdikleri...