Anadolu’nun eşsiz tarihini yazan binlerce isimsiz kahraman vardır. Rumeli Mecidiyesindeki askerlerimizin hepsi Ocean zırhlısının kuvvetli toplarıyla şehit olmuş. Yara bere ve kırıklarıyla sadece Havran’lı Seyit Onbaşı ve Niğdeli arkadaşı Ali sağ kalmışlar. Seyit Onbaşı arkadaşlarının intikam duygusu ve içindeki vatan aşkıyla katlanan gücünü efsaneleştirerek vinç sistemi bozulan düzeneğe 276 kğ.’lık topu yerleştiriyor ve ateşliyor. Boğazı geçmek üzere olan Ocean Deniz zırhlısını dümeninden vurarak dağıtıyor. Dengesi kaybolan lanet gemi mayınlara çarpıp batıyor.
Düşman Çanakkale’nin geçilemeyeceğini, Türklerin öldürülebilir ama yenilemez olduğunu anlıyor ve dönüyorlar. Tarih yazan Koca Seyit, savaş bittiğinde köyüne geliyor ve fakru zaruret içerisinde yaşıyor. Odun topluyor satıyor, türlü omuz emeği işlerde çalışarak nafakasını çıkarıyor. Yorgun bedeni eziliyor, güçsüzleşiyor ve 50 yaşında bir hastalık sonucu kendi adıyla anılan köyünde rahmete eriyor. İşte Havran Belediye Başkanı Hasan ERSOY ve Emine PİŞİREN hanımefendi bu yiğitin sadece Havran’ın değil tüm Türkiye’nin kahramanı olduğunu dünyaya haykırıyor ve milletimizi vefaya davet ediyor. 
Kim bilir Seyit Onbaşı’nın Havran’lı olduğunu, kimin aklına gelir cennet Havranın Balıkesir ilçesi olduğunu. Hiç yerken düşündünüz mü baş döndüren tadıyla sofraları süsleyen Hoşmerim tatlısının Havran’a ait olduğunu. Kuzu kaburgasıyla yapılan Sura Yemeği, adıyla özdeşleşmiş zeytini, zeytin yağı ve karadutu. Hepsi Koca Seyit versiyonu vatansever evlatları ve binlerce doğal zenginliği. Gördük ki, popüler turistik bölge isimlerinin gölgesinde kalmış gerçek ve gizli bir güzellik Havran.
Havran Belediye Başkanı Hasan ERSOY sadece ilçesinin değil, onun güzel gönlünü tanıyan tüm insanların başkanı. Sıcak sohbeti, dürüst ve çalışkan kimliği, sevimli ve cömert yapısıyla tüm insanların güvenini kazanmış asil soylu bir insan. Çalışıyor, didiniyor ve Havran’ı tüm zenginlikleriyle Dünyaya tanıtıyor. İletişimi çok samimi ve içten. Örnek alınacak iddialı projeleri var. Hasan ERSOY hemşehri kimliğine saygınlık kazandırdığı için sadece Balıkesirliler adına değil, sanat ve kültür faaliyetleriyle de Türkiye’deki tüm şair-yazar ve edebiyatçılara da bir lütuf.
Gel gelelim Emine PİŞİREN Hanımefendiye. Disiplinli, idealist, kuralcı ve kaliteli bir öğretmen. Bu yönüyle seviliyor, sayılıyor. Tepeden tırnağa insanın donanımına ve beden diline dikkat edip kendine özgü eğitimci tavırlarıyla uyarıyor. İlk karşılaştığımızda elleri bağlı duruşumu iletişim kuralları yönünden eksi yönde eleştirdiği için galiba yıldızımız pek barışmadı. Hemen kollarımı açtım ama nasıl duracağım konusunda tereddüte düştüğümden ellerimi saklayacak yer bulamadım. Sonradan gördük ki güzel gönlünde kine yer vermeyen, altın yürekli harika bir hanımefendi. Bir Havran sevdalısı ve Türkiye aşığı. Nezaketi ve zarafetiyle hepimizi evine gelmiş gibi cömert ikramlarla ağırladı, uğurladı ve sık sık memnuniyetimizi ölçtü. Kendine has sıcak üslubu ve iltifatlarıyla hepimizi onore ederek sahneye davet etti ve Havranlılara tanıttı.
Havran tepeden tırnağa kültür sarmalıyla çevrilmiş, bilge insanlar yurdu. Koca Seyit’in ve Hoşmerim Tatlısının diyarı. Doğal ve hilesiz ürünleriyle tarihten beri Yavuz Sultan Selim’de dahil olmak üzere çevre iller ve Türkiye genelinden binlerce tiryakisi olan çok güzel bir ilçe. Güler yüzlü, hoş sohbetli insanların mekanı.
Muhteşem yoğunlukta bir katılımla kültür merkezini dolduran Havranlılar programı baştan sona ilgiyle izlediler. Emine PİŞİREN ve Gönül ÜNVER hanımın çok başarılı bir sunumla taçlandırdıkları program ertesi gün Kurtuluş Günü etkinlikleriyle devam etti. Hayranı olduğum zeybek oyunlarını keyifle izledim. Gezi güzergahımızda harikaydı. Burhaniye, Akçay, Edremit ve Balıkesir’in muhteşem güzelliklerini deniz sefasıyla sürdürüp, Kaz Dağlarında oksijen depolayarak sonlandırdık. Başta güler yüz ve eşsiz ikramlarla dolu Havran gezimiz 8 Eylül Pazartesi akşamı sona erdi. En büyük kazancımız Fevziye ŞİMDİ, Cemile İnce YÜCEL, Suzan KUYUMCU, Ümran ÖZTÜRK, Mustafa KUVANCI, Dr. Abdullah GÜNDÜZ vs. gibi yeni edindiğimiz birbirinden kültürlü ve donanımlı dostlarımızdı.
Dekoratif estetiği, insan kalitesi, zümrüt coğrafyası ve misafirperver gönülleriyle eşsiz bir zenginliğimiz olan Havran’ı ve bizi gönül dolusu sıcaklıkla ağırlayan Efsane Başkan Hasan ERSOY ile Altın yürekli Güzel Hanımefendi Emine PİŞİREN’i yurt içi ve yurt dışında yapacağım tüm sunumlarımda elimden geldiğince katılımcılara anlatmaya, hak ettikleri övgüyle gıyabında alkışlatmaya çalışacağım. Çünkü onların göstereceği bu kutsal emek ve gayretlerinden kazanan sadece Balıkesir değil tüm Türkiyemiz olacaktır. İlgi, takdir ve hayranlıkla izlediğim bu güzel insanlara Ankara dolusu selamlar göndererek, sonsuz saygı ve şükranlarımı sunuyorum.
Teşekkürler Hasan ERSOY Başkanım, Teşekkürler Emine PİŞİREN Hocam. Baştacısınız, gönüllerdesiniz.