AŞAĞIDAKİ yazı, Sayın Reyhan Elbirler (Manisa Hakdem Dernek Başkanı) tarafından kaleme alınmıştır. Ela gözlü kardeşim Refik’i nasıl anlatmış okuyalım:
***
BİR İNSAN !

Daha ilk görüşmemizden çıkarken  Manisa’dan ayrılacağı günün hüznünü taşıyordum. Taşıdığı özellikler bu düzene uymuyordu.Fazla kalamayacağı kesindi. 

Bir ilin en yüksek makamında hasretini çektiğimiz İNSANLIK oturuyordu. 

Merkeze alındığı haberinden sonra çıkan yazılar, söylenen sözler hangi görüşten olursa olsun  kerkesin  aynı hasreti çektiğini gösteriyordu. Bunun en güzel örneği, Sayın Arif Çipil’in; bir yüzünde Gazeteci Sayın Ahmet Çınar’ın  yazdıklarına yer verdiği diğer  yüzüne  kendi düşünce ve duygularını yazdıklarını  çoğaltarak elden ele dağıtılmasını sağlamasıydı. Ben şimdiye kadar  bir valinin ardından meziyetlerini, iyiliğini sayan  broşürlerin dağıtıldığını görmedim.

Dürüst ve mütevazi  yönetici, çevreci, sanatçı, değerleri savurmayan, vatandaşı  kapısında bekletmeyen, ayrım yapmayan, işleri sonuçlandıran, başkalarının parasını, geleceği  düşünen yani tasarruf yapan, insan olmanın erdemlerini taşıyan gerçek BİR İNSAN; Sayın Refik Arslan Öztürk bir şans olarak  Manisa’mıza geldi ve geçiyor…

Bir sene öncesi çıkarları için  birileri haketmediği karalamaları yaparken  Manisalı olarak, kişiliğini bilen vatandaş olarak karalamaları yapanları kınadığımızı, T.B.M.Meclisi Başkanına, Başbakana bildirirken, kendisinden özür dilenmesini beklerken  bir sürecin başlatıldığını, düğmeye basıldığını da tahmin ettik. Çok üzgünüz. O gün geldi…..

Sayın Refik Arslan Öztürk’ün valiliği bize çok şeylerin yapılabileceğini  gösterdi. Artık;

•Valilik konutundan 50 adım ilerisindeki makama, makam otosu yerine yürüyerek gidileceğini, 

•Makam kapısının  her zaman her kesimden insana açık olacağını, hiç bekletmeden makama alınabileceğini,

•Ne olursa olsun insanının, ne tür  olursa olsun işin  küçümsenmeyeceğini,

•Saatlerce ya da günlerce randevu için beklenilmeyeceğini, sorunların çözülebileceğini

•Atıl, kullanılmayan devlet malının değerlendirilebileceğini,

•Devlet malının deniz olmadığını, kim olursa olsun yedirilmeyeceğini, 

•İşlerin savsaklanmayacağını, zamanında yapılabileceğini, takip edilmesi gerektiğini 

•En büyük mülki amirlerin devleti sadece “protokol” olarak temsil etmediğini, biliyoruz. 

Davranışlarıyla, yaptıklarıyla, kişiliği ile bir örnek oldu. Bundan sonra kıyaslamalar “doğrularla” yapılacak.

Tasarrufu cimrilikle karıştırıp, parasının kendi cebinden çıktığının farkında olmadan bazıları kağıtları havlu yerine kullanmaya devam edecekler ama bazıları da kağıdın ağaç olduğunu tasarruflu kullanımıyla binlerce ağacın kesilmekten kurtarıldığını farketmiş olacaklar.

İz bıraktınız Sayın valim. Güçle, “mesafeyle”, ulaşılmayan telefonlarla; saygının, sevginin oluşturulamayacağını gösterdiniz.

Herşey için çok teşekkür ediyor, sevdiklerinizle birlikte yaşamınızın sağlık, esenlik, sevgi içinde geçmesini diliyoruz. 

Saygı ve sevgilerimizle….
06.05.2008 Yarın Gazetesi