Gün geçtikçe dünyayı ve ülkemizi tehdidi altına alan ve özellikle sorunlu ailelerden geçen gençleri ağına düşerek uyuşturucuya düşüren torbacılar ve bu işin tüccarları uyuşturucu neredeyse ilkokullarına kadar sokmayı başardı.  O zaman uyuşturucu nedir ve asıl merak edilen uyuşturucunun zararları nelerdir?

             İnsan hayatını olumsuz etkileyen ve içilen uyuşturucu türüne göre kişiyi esir alan, ilk başta keyif veren daha  sonrasında ise alışkanlık yaptırarak kişinin hayatını alt üst eden kimyasal içeceklerdir. Şuanda neredeyse sayısı belirsiz derecede farklı uyuşturucu türleri vardır. En çok tehlikeli olanlardan biri Eroin ve Kokain olarak bilinse de en masumu olarak adlandırılan türleri bile çok tehlikeli ve kişiye ruhen, bedenen zarar veren maddelerden oluşmaktadır. İnsan hayatını bitiren, insanı ağır ağır ölüme götüren bir felaketten söz ediyoruz.

            Ülkemiz doğu ve batı uyuşturucu kaçakçılık  ağının köprüsü üzerinde bulunuyor. Terör örgütünün, 1984'ten 2011 yılına kadar uyuşturucu faaliyetleriyle ilgili bilgi de verilen raporda, şimdiye kadar terör örgütü PKK/KCK'ya ait olduğu tespit edilen 60 hücre evi ve sığınakta yüksek miktarlarda uyuşturucu yakalandığı kaydedilmişti.

          Dünya çapında en yaygın kullanılan uyuşturucu olma özelliğini sürdüren esrarın kullanıcı sayısı 183 milyon olarak tahmin ediliyor. Özellikle Batı ülkelerinde uyuşturucunun kabul edilebilirliğinin artmasına paralel olarak esrar kullanımında da tırmanış görülüyor. Geçtiğimiz on yıl içinde birçok bölgede esrar kullanımı için tedavi olmaya başlayan kişi sayısında ise artış olduğu belirtiliyor.

              Uyuşturucu kullanımı, fiziksel hasarlar bıraktığı gibi, kullanan kişiyi, zihnen ve duygusal olarak da etkiler. Bu nedenle uyuşturucu kullanımı bazı zihinsel ve duygusal rahatsızlıkları tetikleyebilir. Örneğin, bazı insanlar, rahatlamak ve strese neden olan olayları unutabilmek için, uyuşturucu madde kullanırlar. Fakat uzun süreli uyuşturucu madde kullanımı, bir süre sonra beynin işleyiş şeklini değiştirerek, stresi engellemek bir yana, daha da artmış bir şekilde strese ve depresyona neden olabilir.

              Uyuşturucu madde kullanan kişiler tedavi olabilirler. Özellikle tedavi ilkelerini yerine getiren kişilerde uyuşturucu maddeyi bırakma oranı çok yüksektir. Kullanılan uyuşturucu madde esrar, eroin, ekstazi fark etmez. Tedavi sadece kişinin uyuşturucu maddeyi bırakmasını değil, sosyal yaşamına geri dönmesini ve yaşamını sağlıklı biçimde sürdürebilmesini de içerir. Bu ise uyuşturucu maddesiz yaşam tarzının inşa edilmesi ile mümkün olmaktadır. İnsani değerleri yok eden, kişiyi toplumdan ve ailesinden soyutlayan bu kötü alışkanlıktan kurtulmak için mücadele şarttır. Ailelerde bu mücadeleye destek olmalıdır.

             Bağımlıların en büyük sorunlarından biri de tedaviden çekinmeleridir. Bir çok bağımlı ya bağımlı olduğu kabul etmez ya da tedavisinin zor olduğunu düşünerek hayatına devam eder. Tedavi süreci zor değildir. Hatta bağımlı bunu kafasına koymuşsa terapi süresince eğlenebilir ve yepyeni bir hayata da başlayabilir. Nitekim Sivil Toplum kuruluşlarının açtığı bir çok terapi merkezinde bağımlıların kendini oradayken bir aile içinde hissetmesi için çalışmalar yapılır. Özetle Uyuşturucuyu bırakmak zor değildir, en başta da dediğimiz gibi karar vermek gerekir.

               Nasıl olsa uyuşturucunun tedavisi var diye kimse bu illet ile tanışmamalı. Bir kez içmek bile sizi bağımlı hale getirebilir. Dolayısı ile tedavisi oldukça zor olan ve hatta bazen imkânsız derecesinde zorluklar yaşatan tedavi süreci kişileri yıpratarak bazen yaşamlarına son vermesine bile neden olabilir. Sonuç olarak ifade edelim ki uyuşturucu ile mücadele etmek hem insani bir görev, hem de dini ve milli bir görevdir.