BİRLEŞMİŞ Milletler Uyuşturucu ve Suç ile Mücadele Örgütü'nün (UNODC) son raporuna göre, dünya gelinde 250 milyona ulaşın uyuşturucu kullanıcısı sayısı Türkiye'de de resmi rakamlara göre son 3 yılda yüzde 20 artarak 1.5 milyona ulaştı. Bağımlı sayısının 160 bine ulaştığı ve son 10 yılda bin 61 bağımlının hayatını kaybettiği Türkiye’de yapılan araştırmaların ortaya koyduğu gerçek şudur; bağımlıların tedavisine devletin yetmediği, buna ailelerin ve sivil toplum örgütlerinin de destek olması gerektiği anlaşılıyor...
Uyuşturucu bağımlısı olarak tedavi gören en küçük hasta yaşını 13, en büyük hasta yaşını 65 olarak tespit eden Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Daire Başkanlığı’na bağlı Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’nin (TUBİM) tespit ettiği son veriler ise tedavi gören kişilerin eğitimine yönelik veriler oldu. Bu kişilerin yüzde 64.81’inin ilköğretim mezunu, yüzde 49.31’inin işsiz, yüzde 31.93’ünün düzenli bir işi bulunmayan, yüzde 2.26’sının ise öğrenci olduğu tespit edildi..
Uyuşturucu olarak kullanılan maddelerin kimyasal yapıları birbirinden farklıdır. Kullanıldıklarında merkezi sinir sisteminin farklı bölümlerini etkileyerek fiziksel ve psikolojik tahribata yol açarlar. Uyuşturucu maddelerin hiçbir güvenli kullanım şekli yoktur. Kullanan herkes için bağımlı olma riski eşittir. Hücrelerimiz vücuda giren her maddeyi tanır ve bir daha unutmamak üzere hafızasına alır. Hücresel öğrenme süreci denen bu durum herkes için geçerlidir. 
Aklı ve iradeyi işlemez hale getirir. Kişiyi normal yaşam ve davranışlarından uzaklaştırır. Bulantı, kusma, karın ağrıları, kabızlık, ishal, mide ve bağırsak spazmlarına/kanamalarına sebep olur. Tüm iç organların zarar görmesine ve buna eşlik eden bir dizi hastalığa neden olur. Zehirlenmelere ve bu yolla gelen ölümlere sebep olur. Uyuşturucular, bireyin çevreye uyum yeteneğini azaltır. Bağımlı giderek aileden ve çevresinden kopararak, yalnızlaşır. Çoğu zaman bu tabloya ağır bunalımlar eşlik eder.
Yozgat  bu oran ülke genelinin altında mı, üzerinde mi? Uyuşturucu baronlarının hedef kitlesi haline gelen öğrencilerin durumu nedir? Çocuklarımızı uyuşturucu mafyalarına karşı koruyabiliyor muyuz? Alınan tedbirler nelerdir, alınması gereken tedbirler neler olabilir?
Dostlarımız sokakta önümüzü kesiyor: Ahmet Hocam yazıyor çiziyorsun ama Yozgat’ta meydana gelen uyuşturucu olaylarını biliyor musun diyor… Bu defaten olunca dedim ki, hemşerilerim ben işin emniyet aşamasını bilemiyorum. Ama ülkemizin her yerinde uyuşturucu kullanımı var, bu da çok tehlikeli boyutlarda bunu biliyorum.
Dediler ki, hayır sen konuyu bilmiyorsun. Yozgat’ta bu iş daha vahim durumda, okullar ve çocuklarımız tehdit altında. Tamam da benim bu verileri bilmem mümkün değil. Emniyet istatistiklerini almam ve olayı değerlendirmem lazım dedimse de tatmin olmadılar. Onların ideaları: Yozgat’ta ciddi mana uyuşturucu satıcıları var ve bunlar okul çevrelerinde, mahallerde gençleri tehdit ediyor…
Ben şunu iyi biliyorum devlet uyuşturucu ile mücadeleyi terörle mücadelenin yanına koyuyor, ciddi şekilde mücadele etmeye başladı. İç İşleri Bakanımızın da bu konuda beyanatları var. Uyuşturucu ile mücadelenin şart olduğuna herkes inanıyor!...Bunları konuşsak da gördüm ki hemşeriler bu konuda tatminkar değiller. Bildikleri mi var, çocuklarımı mağdur? Konunun ciddi şekilde irdelenmesi gerekir. Bildiğiniz gibi bir sıkıntı daha var o da uyuşturucu ile yakalanan suçlu serbest kalıyor tutuksuz takibe alınıyor, bu durum da aileleri çok mağdur ediyor. Uyuşturucu konusunda cezalar yeterli değil dersek yanlış söylemiş olmayız. Ancak bir gerçek var, uyuşturucu ile mücadele top yekun olmalı.. Bu mücadeleye 7’den 70’şe herkes katılmalı…