UZUN süredir haber bültenleri pek izlemiyordum.
Tartışma programlarına da dönüp baktığım yoktu.
Son günlerde birazcık o taraflara yönelince, yeniden 15 Temmuz’u hatırladım.
Zira konuşulan konular 15 Temmuz ile ilgiliydi.
Tahliye edilenler oldu.
Memleketin ekran erbapları da günlerdir bu konuyu konuşur oldu.
O gece Yozgat sokakları ve büyükşehirlerin görüntüsü gözümün önüne geldi.
Allah bir daha bu memlekete böyle büyük acılar ve alçak kalkışmalar yaşatmasın.
Yozgat, en fazla göç veren memleketlerden olduğu için, Yozgat dışında çok fazla Yozgatlı vardı.
Onlar da bu hain kalkışmayı öğrenince sokaklara döküldüler.
Yanlış hatırlamıyorsam Yozgatlı 6’dan fazla vatandaş, şehadet şerbeti içti o gece.
Her gün birinin cenazesi geliyordu Yozgat’a…
Gölbaşı’nda alçakça şehit edilen şehidimizin cenaze törenini dün gibi hatırlıyorum.
Tabutu başında olanlardan habersiz küçük yavrusu şimdilerde büyüdü biliyor musunuz?
Diğer illerimizde olduğu gibi, Yozgat’a da her gün bir tabut içinde şehitler geldi.
Köprünün üzerinde tanka ‘dur’ ihtarı çeken gaziler oldu.
Bayanlarımız bile bu ihanete göz yumulamayacağını düşünerek sokaklara inmişlerdi.
Bundan dolayı şehit düşen Yozgatlı hanımlar bile oldu.
Ekranlardaki klasik tartışmalar ve analizleri gördükçe, işte benim aklıma bu günler geldi.
Kimse unutmasın ve unutmamalı…
O gece, yani 15 Temmuz gecesi Türkiye bölünmek ve parçalanmak istendi.
Meşru hükümeti devirip, Türkiye’de darbe yapmaya niyet edenler, Ankara ve İstanbul’a bombalar attılar.
Şehitlerimiz unutulmamalıdır.
Bu vesileyle bir kez daha hatırlatıyor ve tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.
Hiçbir zaman demokrasi dışı müdahaleler, kalkışmalar kabul edilemez.
AYRILANLARI BİRLEŞTİRDİ
Çarşamba günü Sayın Nuri Efe’nin babasının cenazesi için Büyük Camide toplandık.
Taziye ileten isimler arasında Seyfi Bayrak hocamız da vardı.
Cenaze namazını kıldıktan sonra caminin bahçesinden ayrıldı.
Dün ise aynı yer ve aynı saatte Seyfi Hoca’nın cenazesi için bir araya geldik.
Hak olan ölüm böyle bir şey işte…
Bugün Büyük Cami’nin musallasına merhum Şükrü Karabacak’ı koyacaklar.
Yarın kimin tabutu gelecek?
Bu sorunun cevabını bilen yalnız yüce Allah’tır.
Seyfi Hoca mücadele, ülkücülük, vatan ve bayrak, milli duruş, Türk gibi yaşamak demekti.
Yozgat’ta toplumun her kesiminin sevgi ve saygısını kazanmış Nihal Atsız’ın ‘Yamtar’ı gibi yiğit bir dava adamıydı.
Seyfi Hoca, cenazesinde de yine üzerine düşeni yaptı ve ayrılanları aynı safta birleştirdi.
Onun cenazesinde aynı ülküye inanan ülkücüler bir araya geldiler, aynı safta namaza durdular.
Siyaset kulvarında birbirlerinden ayrılan İYİ Partili ülkücüler de, MHP’li ülkücüler de, BBP’li ülkücüler de yan yana geldiler.
Sadece ülkücüler mi, elbette hayır.
Toplumun tüm kesiminden insanlar tabutta yatan er kişinin başına gelerek Fatihalar okudular.
Seyfi Hoca’ya ve Şükrü Karabacak’a Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı dilerim.
ARTMIŞ
Ülkemizde motorlu taşıtlar vergisine yine yüklü zam gelmiş.
Motorlu taşıtlar vergisi yüzde 22 oranında artmış.
Aklıma Yozgat caddelerindeki koca koca hacimli ve motorlu araçlar geldi.
Yürüyerek her yere gidilen Yozgat’ta, 2 bin motor arabayla caddede gezenlerin işi zor.
Şehir içine uygun, ufak hacimli araç sahiplerinin kurtarır yanı var.
Haydi selametle.