HER kuşaktan birçok insan, Charles Chaplin’i ve yarattığı karakter Şarlo’yu bilir. Sinema salonlarının karanlığında, siyah - beyaz filmlerini izlerken kahkahalarla güldüğümüz sessiz karakter Şarlo.

Sorunların yumağa dönüştüğü her dönem, Charles Chaplen’in şu üç sözü gelir aklıma. Unutmadığım, unutmamak için hayatıma not ettiğim üç söz;

-Bu dünyada hiçbir şey kalıcı değil. Hatta sorunlarımız bile.
-Yağmurda yürümeyi severim. Çünkü gözyaşlarım fark edilmez.
-Hayatta en çok boşa harcanan gün, gülmediğimiz gündür.

Evet, Şarlo'nun da dediği gibi, bu dünyada hiçbir şey kalıcı değil. Vatandaşın açlık, yoksullukla boğuştuğu dönemlerde, lüks içinde yaşayan, servetlerini nasıl edindikleri tartışılanların, karar verici siyasi mekanizmaların siyasi güçleri kalıcı değildir. Onların gölgesine sığınmış olanlar, bu siyasi gücün kalıcı olmadığını bilmez mi? İnsan için sorunların kalıcı olmadığı gibi, dünyada kendisinin de kalıcı olmadığını bilmez mi insan? Musalla taşında yatanın götürdüğü birkaç metrelik bezin kendisinin de götüreceği tek şey olduğunu bilmez mi?

Bilir, ama var olan sorunların kendi yaşamını kolaylaştırdığını da bildiği için, sorunların var olmasındaki sorumluluğunu üstlenmek yerine "Ne sorunu?" pişkinliğine sığınır. Bir günün beyliği beyliktir sözünü daha çok sever, benimser, yaşam rehberi yapar.

Günümüzde; sağlıktan ekonomiye, eğitimden adalete, can, mal güvenliğine duyulan güvensizliğin oluşturduğu tablo karşısında kimi zaman gözyaşlarımızı saklarız.  Sorunlar karşısında vicdanı olan her insanın, gözyaşlarına dur demediği anlar da olur. İşte o anlarda da yine Şarlo'nun "Yağmurda yürümeyi severim. Çünkü gözyaşlarım fark edilmez." sözünü hatırlarım.

Adalet kurumu personeli kıymetli arkadaşımı, canımı sıkan bir sorun nedeniyle, yağmurlu bir günde aramıştım. Elimde telefon, yağan yağmurun altında konuşurken yağmurun dertlerden arınmamız için yağdığı fikrine ulaştım. Doğa; insan dostuydu nihayetinde. Islak saçlarımdan yanağıma süzülen yağmur damlalarına karışan gözyaşlarımla, problemim de akıp gitmişti. Sizi şemsiyesiz bırakan herkese inat; ıslanmaktan korkmadan sokağa çıkın, gözyaşınızı şemsiye yapın. Islanmadığınızı göreceksiniz. Umutlarınızın, hayat sevincinizin yağmur damlasıyla yeniden filizleneceğini göreceksiniz.

Gözyaşlarımızla akıtıp kurtulmayı başardığımız, dünyadaki her şey gibi kalıcı olmayan sorunlar; Şarlo’nun sözünde olduğu gibi artık yerini gülücüklerimize, umutlu günlere bırakmıştır.

Umutlarımız sonsuzdur. Tepenin arkasında, yolların en uzağında, en umulmadık zamanda, yağmurun ıslaklığında…