“Yaptığımız bu güzel hasletleri sadece bir gece yapıp sonra terk etmek üzere değil, belki son nefesimize kadar güzel, faydalı, hayır, kısaca Allah’ın razı olduğu şeyleri yapmak için bu geceyi sağlam bir başlangıç olarak kabul etmeliyiz.  
“Allâh’ım! Bizlere bu mübârek tövbe ayından affolunarak çıkmayı nasîb eyle!  Allâh’ım! Receb ve Şaban ayını bize mübârek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.”    
Ve… Ramazan ayı, dinimizce yüce ve kutsal kabul edilmiş mübarek bir aydır. Kutsiyeti ve fazileti Kur’an ve sünnetle sabit olan Ramazan ayı zamanda on bir ayın sultanı olara kabul edilmektedir. Ramazan ayı, kalplerin dirildiği, gönüllerin aydınlanıp coştuğu, nefislerin kırıldığı, insani vasıfların tekrar hatırlandığı manevi yaşamı dolu olan bir aydır. Bu anlamda Ramazan ayı Allah’ın biz müminlere sunduğu büyük bir ihsanı ve nimetidir.
Ramazan ayı, Kur’an-ı Kerim ayıdır. Kalplere nur, gönüllere şifa, müminlere rahmet ve bütün insanlığa hidayet olan Kur’an-ı Kerim bu ay içerisinde bulunan Kadir Gecesinde indirilmiştir. Beşeriyetin ufkunda batmayan bir güneş gibi doğan bu yüce kitap, dünya durdukça da insanlığı aydınlatmaya devam edecektir.
 Allah’ın alemlere rahmet olarak gönderdiği, yaratılmışların en şereflisi, Allah’ın en sevgili kulu, insanlığın yüksek ve en mükemmel ahlak örneği, peygamberlerin sonuncusu olan Hz. Muhammed’e peygamberlik görevi bu mübarek ayda verilmiştir. O’na bu kutsal görevin verildiği Ramazan ayı, hiç şüphesiz insanlık için bir dönüm noktası olmuştur. İnsanlar bu peygamber sayesinde karanlıktan aydınlığa kavuşmuştur.
Bin aydan hayırlı olan “Kadir gecesi” bu ayın içinde yer almaktadır. İdrak edilmesi halinde bin yıl nafile ibadetten hayırlı olan kadir gecesi yine bu mübarek ayda yer almaktadır: “Ey iman edenler! oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz. (Bakara- 183)
 “Sayılı günlerde olmak üzere (oruç size farz kılındı). Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa (tutamadığı günler kadar) diğer günlerde kaza eder. (İhtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir fakir doyumu kadar fidye gerekir. Bununla beraber kim gönüllü olarak hayır yaparsa, bu kendisi için daha iyidir. Eğer bilirseniz (güçlüğüne rağmen) oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.
(Bakara- 184)
 “Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir. 
(Bakara- 185)
Hz. Peygamber ramazan ayı girerken ashabına hitap ederek ramazan ayının kutsiyet ve faziletini şöyle belirtmiştir.“Ey insanlar! Yüce ve mübarek bir ayın gölgesi üzerinize bastı, o ayda bir gece vardır ki bin aydan daha hayırlıdır. Allah o ayda oruç tutmayı farz kıldı. Geceleyin ibadet yapmayı nafile kıldı.  Rahmet Kapılarının ardına kadar açıldığı bolluk ve bereketin dolup taştığı üç aylarınız hayırlı ve mübarek olsun!.