Türkiye’ye karşı bir yalnızlaştırma, itibarsızlaştırma faaliyeti sürdürülüyor. Başta ABD olmak üzere tüm Avrupa ülkelerinin öncülük ettiği açık ve aleni bir Türkiye düşmanlığı sergileniyor. Bölücü terör örgütlerinin odaklandığı Almanya ve Batı  artık Türk düşmanlığı yapmaktan çekinmiyor. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığını yavaş yavaş Türkiye düşmanlığına dönüştürmeye başladı.
Son dönemlerde Almanya'da Neo-Nazilerin işlediği suçlar giderek artıyor. Üstelik bu gruplara Alman istihbaratının destek verdiği görülüyor. Bunun yanı sıra FETÖ ve PKK terör örgütlerinin lobileri de Almanya'da Türkiye aleyhinde propaganda yapıyor. FETÖ ve PKK ilişkili oldukları medya organlarıyla ve kurdukları derneklerle Alman siyasetçileri Türkiye aleyhinde kışkırtıyor… Türk ve Türkiye düşmanlığı yapmaktan çekinmiyorlar. FETÖ, PKK ve DHKP-C gibi terör örgütlerini kendi himayesinde barındıran Almanya, Türkiye'ye düşmanlığını tescil etmeye başladı. Bu ihanet ve düşmanlık mutlaka bertaraf edilmelidir.
Almanya'yı asıl kudurtan ise Türkiye'nin ekonomisiyle dünyada söz sahibi haline gelmesi. Batı Türkiye'nin kendilerine bağımlı olmasını istiyor. Dev projelerle gücüne güç katan Türkiye, Almanya'nın ve Avrupa’nın açık hedefi haline geldi. 2018'de ilk etabı hizmete girecek olan üçüncü havalimanı Frankfurt Havalimanı'nı devre dışı bırakacak. Bunun yanı sıra İstanbul'un finans merkezi haline gelmesiyle Körfez sermayesi Almanya yerine Türkiye'yi tercih etmeye başlayacaklar…
Avrupa’nın düşmanlığı yetmediği gibi bir de ABD’nin açık ve gizli terör örgütleriyle istihbaratıyla Türkiye’yi hedef alması devletler arası hukuk ve bağımsızlık anlaşmalarıyla bağdaşmıyor.  ABD terör örgütü PKK/PYD’ye, DEAŞ’la mücadele gerekçesiyle üç günde 180 tır askeri yardım gönderdi. Böylelikle 5 Haziran’dan bu yana gönderilen tır sayısı 909 oldu. En son sevkiyatta, 12 bin kalaşnikof marka tüfek, 6 bin makineli tüfek ve 3 bin 500 ağır makineli tüfeğin yanı sıra 3 bin Amerikan yapımı RPG-7 ve bin Amerikan yapımı AT-4 veya Rus yapımı SPG-9 tanksavar yer aldı.  Terörü ve Teröristi koruyup kollayan  bu devletler sahte Türkiye dostluğuna sığınmaya çalışıyorlar.
Yine aynı kapsamda değişik kalibreye sahip 235 havan topu, 100 keskin nişancı tüfeği, 450 PV-7 tipi gece görüş dürbünü ve 150 kızılötesi lazer aydınlatıcı dürbün terör örgütüne ulaştırıldı. Konvoyda, ABD ordusunun kullandığı yüksek hareket kabiliyetli zırhlı “Hummer”lar, 4x4 jipler ile vinçler de bulunuyor. Peki bu dev silahlanma kimin için? ABD’nin Ortadoğu’da ne işi var. Türk ve İslam Dünyası buna niçin seyirci kalıyor? Ortak tavır- ortak tepki konulması gerekmiyor mu? Göz göre göre böyle bir ihanete seyirci kalmak Ortadoğu’nun geleceği için son derece tehlikeli gözüküyor.
Suriye’nin Rakka kentini terör örgütü DEAŞ’tan temizlemek bahanesiyle bir başka terör örgütü PKK/PYD’ye silah ve mühimmat desteği sunan Pentagon, ‘müttefikine’ bölgeye kurduğu üslerle de sahip çıkıyor. PYD işgalindeki topraklarda 3 hava üssü ve 8 askeri merkezi bulunan ABD, bir yandan teröristlere eğitim hizmeti sağlarken diğer yandan da örgüt için fiili uçuşa yasak bölge oluşturuyor. 
Bölgede Rumeylan, Harap Işk ve Tabka’da hava üssü kuran Washington yönetiminin; Tel Beyder, Tel Temir, Şeddadi, Ayn Dadat, Uşariye, Miştanur Tepesi, Ayn İsa ve Sept beldesinde de askeri merkezleri bulunuyor. Pentagon bu bölgelerde dönüşümü kolay fabrikalar, konut alanları veya terör örgütü PKK/PYD’ye ait kampları kullanıyor. ABD ayrıca, Fırat Kalkanı Bölgesi ile PYD işgalindeki topraklar arasına yerleştirdiği devriye gücü sayesinde TSK destekli ÖSO’nun Münbiç’e yönelik saldırılarını da engellemeye çalışıyor.
Devamı yarın...