YOZGAT’ta seçime sayılı günler kala, adaylar tarımdan söz etmeye başladılar.
Daha evvelki yazılarımda da dile getirmiştim seçim sürecinde yerelden ziyade genel politikaların ön plana çıktığını.
Yani, yerelde beklentisi olan seçmen, yerel projelerde ziyade genel reform ve düzenlemeler duydu liderlerden.
Söylenen ve sunulan projeler ilk kez ortaya atılmış veya söylenmiş şeyler değil.
Aksine herkes tarafından bilinen ama tatbiki yapılmayan işler.
Herkesin Yozgat için vurguladığı bir konudur tarım.
Tarımsal üretimi artırmak, tarıma dayalı sanayi tesislerini hayata geçirmek, tarımsal üretimden elde edilen ürünlerin depolama, pazarlama ağları…
Bunlar Yozgat’ın gelişip-kalkınması noktasında ortaya atılan fikirler veya başlıklar diyebiliriz.
Yıllardır söylenir, konuşulur ancak somut adımını görebilmiş değiliz.
Gördüğümüz tek bir şey var o da insanların hızla köyleri boşaltması, tarımsal alanların boş kalmaya başlaması.
Genç nüfusun köyleri hızla terk ettiğini biliyoruz.
Sadece genç nüfus mu?
Köylerdeki her yaştan fert, şehirlerin yolunu tutuyor ve şehre göç ediyor.
Yozgat’taki göç olayı da aslında bu şekilde gerçekleşiyor.
Vatandaş önce köyünden il merkezine veya ilçeye göçüyor, ilde umduğunu bulamıyor, işsiz kalıyor ve akabinde büyük şehirlerin yolunu tutuyor.
Tarımı konuşmak, tarım ile ilgili projeler dile getirmek güzel de, uygulamaya geçirmek mesele…
Bu ülkede yıllardır GAP ve DAP projeleri konuşuldu.
Geldiğimiz nokta itibariyle mesela GAP tam manasıyla tamamlandı mı onu bile bilmiyorum.
Her şeye rağmen tarımdan konuşmak, projeler sunmak güzeldir.
İnşallah uygulayıcı ve hayata geçirenleri de yazmak bir gün kısmet olur.
Haydi selametle…