YOZGAT, tarım sektörünün önemli bir merkezi olma özelliğini yitiriyor. Tıpkı verdiği göç gibi, tarımsal üretim çeşitlenirken, üretim miktarları da her geçen yıl biraz daha geriliyor... 
Daha önce gündeme taşınmıştı. Sonrasında unutuldu. Yetkili olanlar da fazlaca dikkate almadı. 'Yozgat insanının tarımsal alanda çalışmak istemediği' yönünde söylemlerde geliştirildi. Her yıl Doğu ve Güneydoğa Anadolu bölgesindeki illerden gelen tarım işçileri de örnek gösterildi. 'Bakınız, Yozgat'taki insan iş beğenmezken, Doğu'dan insanlar ekmek parası için buralara geliyor' denildi...
Dün de karşı çıkmıştım. Bu günde karşıyım. Zira, eğitim sistemimiz dayatması sonucunda Yozgat'ta eğitim kurumlarna devam eden çocukların ve gençlerin birincil düşüncesi, liseyi bitirince üniversiteye gitme şansını bulamaz ise, bir iş sahibi olmak. 'Ne iş olursa yaparım abi' moduyla başlamış olsa da asıl hedef masa başında, 08/17.00 devlet memuru olabilmektir, hedeflenen. Bu hedefe ulaşan herkes kendisini çok şanslı zanneder... 
Eğitim sisteminin dayatmasıyla 'devlet memuru' olabilme hayalleriyle yaşayan genç nesil, bu hayalini gerçeğe dönüştürebilmek için verdiği mücadele ile tarım ve hayvancılık sektöründen uzaklaştı. Toprakla arasına mesafe koydu. Bugün köylerimizde yaşayan, taşımalı eğitim alan çocuklarımız bile tarım konusunda yeterli bilgiye sahip değil. Ağaçlarda aşılama konusuna bile yabancı durumda...
Çözüm basit. Yozgat'ta tarım ve hayvancılık sektörüne dayalı bir meslek lisesinin açılması gerekiyor. Mümkünse, liseye gidecek bu öğrencilerin ortaokuldan itibaren yönlendirilmesinde yarar var. Hem teorik hem de uygulamalı verilecek eğitimler sonucunda genç, kendi işinin sahibi olacaktır...