GEÇTİĞİMİZ hafta sonu Kadışehri ve Akdağmadeni İlçelerimizin merkez ve köylerinde yaptığım araştırmalarda birçok yürek sızlatan manzaralarla karşılaştım.
Anladım ki, bu şehir sahipsiz,
Bu şehir kaderine terk edilmiş.
İçimi en çok acıtan olay ise, Akdağmadeni’ne bağlı, adını da orada yatan Selşuklu dönemine ait kahraman şehidimiz, Muşlu Ali “Muşallim” köyünde bulunan, Behramşah Kalesini ziyaret ettim. Uzaktan kaleye çekilen bayrağımızı gördüğümde umutlanmıştım.
Kalenin hemen eteğindeki iki anıt mezar, o dönemlerde kahramanlarımıza yaraşır şekilde türbe haline getirilmiş, mermer taşlara da isimleri nakşedilmiştir. Gelin görün ki bugün o türbeden eser kalmadığı gibi, şehitlerin mezarları defineciler tarafından talan edilmiş, Şühedanın kemikleri ortalarda bırakılmış vaziyette.
Buradaki ihmalin en büyüğü, köy muhtarlarına ait, ikincisi, köy halkına, Bölgeye bakan Jandarma, Kaymakamlık, Müze Müdürlüğü, Mv Bekir BOZGAĞ Beyefendiye ait.
En sondan başlayarak, Sayın BOZDAĞ; Seçim bölgeniz olan Muşallim köyüne hiç mi gitmediniz, oradaki ecdat yadigarları tarihi kale ve türbeleri hiç mi ziyaret etmediniz?
2008 yılında “YOZGAT GÖÇÜYOR” dediğimizde, siz şu cevabı vermiştiniz;
Köylülerin geçim derdi nedeniyle bir bir göç ettiği halde, “Yozgat’ta göç filan yok, bu köylüler göçerken kim görüntüledi?” beyanatınız vardı.
Yoksa asıl maksat, Anadolu’nun en kıymetli topraklarını, köylerini boşaltarak, tarihi kalıntıları, asırlardan kalma Türk yadigarlarının yok edilmesi için miydi?
Kaymakamlık, Jandarma bu mabetleri kazanlarla ilgili hiç mi ihbar almadı?
Köylüler; Bugün üzerine yurt yuva kurduğunuz bu topraklar, atalarınızla koyun koyuna yatan yanı başınızdaki şehitler, sizleri için hiç mi bir şey ifade etmiyor, en uzak ev yüz metre ilerisinde olduğu halde, hiç mi kazma sesi duymadınız, o kayalar parçalanırken nasıl kulak tıkadınız?
Köyde devlet reisi Muhtar’dır.
Muhtarlık sorumluluk gerektirir.
Soluduğunuz nefes, üzerinde yürüdüğünüz toprak, içtiğiniz su, devletten aldığınız maaş haramdır. En azından ben hakkımı helal etmiyorum.
Dedelerinizden Hz Ömer R.A Devlet yönetimi dönemi rivayetlerini hiç mi dinlemediniz?
"Hz. Muhammed aleyhissalatü vesselamı, hak peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, Fırat kenarında bir oğlak kaybolsa (yahut bir kurt bir koyunu kapsa) korkarım ki kıyamet gününde onun bile hesabı Ömer'den sorulur!" "Kenar-ı Dicle’de bir kurt kapsa koyunu, Gelir de adl-i ilâhi Ömer'den sorar onu!"
Bana ayıplarımı, kusurlarımı söyleyen kimse Allah-ü teâlânin merhametine kavuşsun.
“Dünyada en son görebileceğim, hayal etmekten dahi hicap duyacağım en acı manzarayla karşılaştım”
İnsanlığımdan utandım, Müslümanlığımı sorguladım, orada yatan şühedanın kemiklerini açıkta görmek ne acı bir hadise, keşke sizler kadar kör olsaydım da bu acı ve elem dolu manzarayla karşılaşmasaydım.
Kaleye çektiğiniz bayrağı anlamamışsınız…
Bayrak; rengi şehit kanı, Hilal İslam’ı, Yıldız ise, Müslüman olmanın beş şartını ve İnsanı simgeler.
Sizler, o şanlı bayrağı anlamadınız…
Not; alt kısımda yazılı bilgiler Yozgat İl Kültür Turizm Müdürlüğü, Müze Müdürlüğü’nden alınmıştır. Demek ki orada bir kalenin varlığından, iki adet “Türbe” şehit mezarlarından haberdardırlar….!
Akdağmadeni Muşalikalesi (Behramşah Kalesi); (Ali Çelebi ve Mahmut Çelebi Türbeleri) Akdağmadeni Muşalikalesi köyünde köyün kuzeyinde bulunan yüksek bir tepe üzerinde kurulmuş, ufak bir kaledir. Gıyaseddin Keykavus (1237-1246) emirlerinden Necmed-din Bahramşah-ı Candar’a ait olan bu kale, tahminen XIII. Yüzyılın ilk yarısında yapıldığı sanılmaktadır. Yüksek kale duvarları moloz taş üzeri kesme taş kaplıdır. İçte bu taş dizileri tuğla gibi çaprazlama dizilerle sıralanarak zikzag duvar örtüsünü oluşturmaktadır. Batı ve Kuzey dış duvarlarda uzun dikdörtgen üç ufak burç vardır. Halen büyük bir bölümü ayakta kalan kale görülmeye değerdir(Muşali - Muşallim Kalesi) ile batı eteğinde kurulmuş iki türbe bulunmaktadır. Bunlardan kaleye yakın olanı Ali Çelebi aşağıda olanı ise Mahmut Çelebi Türbesidir. Türbe içinde ve dışında birer mezar taşı vardır. Üzerindeki kitabelere göre türbe 871/1466 veya 875/1471 tarihleri arasında yapılmış olmalıdır. Her hangi bir süsleme unsuru yoktur. Muşali - Muşallim Kalesi’nin batısındaki iki türbeden aşağıda kalanı, kubbesi yıkık türbedir. Yukarısındaki Muşali - Muşallimoğlu Ali Türbesi’nden farkı farklı yanı yoktur. Kubbesi ve üst kısmı yıkılmıştır. Türbe içindeki kırık mezar taşı üzerinde Kuran’ın 112. Suresi yazılıdır. Diğer ikisinde de merhumun adı ve ölüm tarihi yazılıdır. Büyük Emir Ali Çelebi’nin Oğlu Mahmut Çelebi’nin Oğlu Mahmut Çelebi Recep 882/1477 tarihinde yapılmış olabilir. Bu yapı Muşallim’in torunu Ali Çelebi’nin oğlu Mahmut Çelebi’ye aittir. Mezar odasının üzeri ardıç ağaçlarıyla kaplıdır. 
*Kaynak: - Yozgat İl Kültür ve Turizm 
                Müdürlüğü Arşiv - Yozgat Müze 
              Müdürlüğü Arşiv