HAFTA içerisinde Ankara'ya giden bir heyet, çeşitli temaslarda bulundu. Daha doğrusu, iktidar partisi yönetimi ile bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, Cumhurbaşkanı Yardımcısı hemşerimiz Fuat Oktay ile birlikte yeniden Yozgat Milletvekili seçilip, Anayasa Komisyonu Başkanlığına getirilen Bekir Bozdağ ve Yusuf Başar'e 'Hayırlı olsun' dediler. Geleneğimizdir. Yeni bir göreve getirilen/seçilenler ziyaret edilip, 'hayırlı olsun' denilir...
Ülke yönetiminde söz sahibi olan, verdikleri kararlarla yaptırımlar uygulayan isimlerle her daim görüşme imkanı sınırlıdır. Hadi hemşerilik hatırını devreye soktuk, birden fazla görüşme imkanını bulduk. Biraz daha zorladık, tüm kapıları sonuna kadar açmayı başardık. Ülke yönetimindeki isimleri öyle aklımıza düştüğünde ziyaret etmeye kalkıştığımızda, belki kendi sorunumuzu anlatıp, çözme imkanı bulabiliriz ama ülkenin genel sorunları aksar...
Yozgatlılar olarak genel bir anlayışımız da mevcut. 'O da Yozgatlı, Yozgat'ın sorunlarını, ihtiyaçlarını, ne yapacağını bilmiyor mu?' diyerek, topu seçilenlere, makam sahiplerine havale ederiz. Beklentilerimiz yanıtsız kaldığında, yerine getirilmediğinde de şikayet eder, eleştirinin ötesine geçeriz...
Yozgat'tan 'tebrik' amaçlı yapılan ziyaretin yansımalarını sosyal medya hesaplarından takip ettik. Fotoğraflar çekilmiş, görüşmeler yapılmış. Sonuç! Eğer sadece 'hayırlı olsun' demek için heyet gitmiş ise, bana göre hem gidenlerin hem de tebrik kabulünde bulunanların zamanları boşa harcanmış. Yozgat adına da ciddi kayıp, olduğunu düşünüyorum. Heyet üyeleri beraberinde Yozgat'ın sorunlarına yönelik bir dosya umarım götürmüşlerdir. Hatta Yozgat ile ilgili bir de talepte bulunup, proje iletmişlerdir. Umudum bu yönde...
Mesala yapılan ziyarette, gündemdeki 'Bedelli Askerlik' konusu ile ilgili bir dosya verilip, talepte bulunulabilirdi. Bedelli askerlerin kısa dönem eğitimleri Yozgat'ta yapılabilir, bu konuda altyapının hemen hazır hale getirilebileceği belirtilebilirdi. Bu talep değerlendirilip, 'tebrik' ettiğimiz ülkemiz yönetiminde söz sahibi olan hemşerilerimiz tarafından söz konusu konu görüşülürken dile getirilebilirdi...
Bilemiyorum... Belki de gündeme getirilmiştir... Şu aşamada konuşulması sakıncalı olduğu düşünülerek, gerekli açıklamalar daha sonra ilgilileri tarafından yapılacaktır. Dedim ya, 'umut fakirin ekmeği-aşı...' Öyleyse umutlarımızı yitirmeden, taleplerimizin, beklentilerimizin yerine getirileceği günü bekliyoruz. Ömrümüz yetmese de beklemekten öte yapacağımız bir şey de yok. Öyle görünüyor...
Demem o dur ki; Yozgatlı olarak talep etmek, talep ettiklerimizi, beklentilerimizi de sonuna kadar takip etmek durumundayız. Talemiz, projemiz yoksa 'Atı alan Üsküdar'ı geçer' bizler de yaya kalıp, arkasından kös kös bakmaya devam ederiz. Ankara'ya gönderdiklerimizin bilmesi yetmez. Onlara sürekli hatırlatıp, talebimizin karşılanmasını sağlamak durumundayız...
DÜNDEN BUGÜNE, BUGÜNDEN YARINA
-Doğum ile ölüm arasındaki mesafe
YOZGAT Doğumevi Hastanesi. Fotoğrafın çekildiği tarih 2003 yılının Ocak ayı. Mezarlığın hemen yanıbaşında, hatta bir bölümü mezarlığın içerisinde yapılan Doğumevi, ortaya ilginçbir görüntü çıkartmıştı. Doğum ile Ölüm arasındaki mesafeyi de simgeliyordu aslında, bu görüntü...